ForumArsiviz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ForumArsiviz


Hoşgeldin ..::Misafir::..



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Fobiler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
baby_devil
Site Admini

Site Admini
baby_devil


Kadın Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 4988
Yaş Yaş : 38

Nerden Nerden : İstanbul
Lakap Lakap : Şeytan
Ruh Hali Ruh Hali : Fobiler Nerdey10
Burç Burç : Fobiler 4170a
İfade İfade : Fobiler Affraid
Aktiflik Aktiflik : Fobiler Rank1112
Tecrübe Tecrübe : Fobiler Rank1113
Paylaşım Paylaşım : Fobiler Rank1114
Uyarı Uyarı :
Fobiler Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Fobiler Right_bar_bleue

Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 08/02/08

Fobiler Empty
MesajKonu: Fobiler   Fobiler Icon_minitime3/3/2008, 21:04

Fobi normalde korkulmayacak belli bir durum ya da belli bir nesne karşısında korku belirtilerinin görülmesidir. Fobik kişi, fobik obje karşısında bu denli korkulmayacağını bilir. Korkusunu anlamsız ve yersiz bulur. Fakat yine de korktuğu nesne ya da durumdan kaçınır. Mantıksal anlamda değerlendirdiklerinde bunun anlamsızlığını düşünürler; tıpkı fobisiz insanlar gibi. Örneğin kediden korkan bir kişi, köpekten korkan başka bir kişiye akıl verebilir. Hatta gülebilir, köpekten neden korktuğunu bunun anlamsız olduğunu düşünür ama kendisi de kediden korkmaya devam eder.

"Korkusuz uçuş" isimli uçuş korkusunu yenmeyi amaçladığımız bir eğitim programında bir hastamız tam uçağa binmek üzereyken uçağın önünde durdu ve şunları söyledi:
- Evet uçağın en güvenli ulaşım aracı olduğunu biliyorum, çok üstün bir teknoloji harikası olduğunu da biliyorum, ama buradan öteye gitmeye bedenim izin vermiyor. Gerçekten de o kişide, kalp çarpıntısı, terleme, nefes düzensizlikleri gibi ani korku belirtileri ortaya çıkmaya başlamıştı.

Fobik kişide , fobi nesnesi karşısında duyduğu anksiyete belirtilerinin dışında başka bir bozukluk genellikle bulunmaz. Yaşamı çok kısıtlamayan hafif durumlarda çoğu kez hekime başvurulmaz. Amerika Birleşik Devletlerin de son yıllarda yapılmış olan büyük bir araştırmada 6 aylık bir süre içinde nüfusun %5-12' sinde fobilere rastlanmıştır. Kadınlarda erkeklere göre en az 2-3 kez fazla olduğu bilinmektedir.

SOSYAL FOBİ

İnsanlar farklı farklıdır. Kimi insan bir topluma girdiğinde, kendisini hemen kabul ettirir, grubun konuşmalarına katılır, grupla birlikte güler ve güldürür. Onlarla konuşmaktan, kendisini ifade etmekten, espri yapmaktan kaçınmaz. Kimi insan ise bunun aksine yeni bir gruba girmekten çekinir, özellikle de grubun içinde karşı cinsten insanlar varsa.

Utangaçlık çoğu zaman bir problem halinde algılanmayabilir. Ancak bu kişiler, sosyal ortamlardaki sıkıntıları nedeniyle bu ortamdan kaçmaya başlayabilirler ki bu durum "sosyal fobi " nin oluşmasına zemin hazırlar.

Sosyal fobi psikiyatride tedavi gerektiren önemli sorunlardan biridir. Yarattığı anksiyete (sıkıntı) nedeniyle birçok psikolojik rahatsızlığa yol açabilir. (Depresyon, panik atak, agorafobi, alkol ve uyuşturucuya yönelim ve hatta intihar.)

Genel nüfus içinde % 4 ile % 6 arasında değişik derecelerde "sosyal fobi " ye rastlanmaktadır. Ancak hastalığın ortaya çıkmasında ve tanınmasında kültürel farklılıklar, toplumsal değerler ve tedavi beklentilerindeki farklılıklar ile açıklanabilir. Örneğin doğu toplumlarında sosyal fobiye sık rastlanmakta ancak tedavi edilebilir bir bozukluktan çok kişilik özelliği olarak ele alınmaktadır. Japonya' da aşırı utangaç birinin "Shinka Shitsu" kişilik yapısında olduğu söylenir. Bu şekilde tanımlanan pekçok kişi aslında sosyal fobik olabilir. Türk toplumunda ve doğu toplumlarında bu belirtileri birçok insanda görebiliriz. Çünkü doğu toplumları insanın bireyselleşmesine tepki gösterir. İnsanların hep biz demesini, toplumun isteklerini kendi çıkarlarının her zaman üstünde tutması gerektiğini vurgular. Kişilerin bağımsızlık ve bireysellik duyguları bastırılarak kontrol altına alınmaya çalışılır. Bu da kişilerin utandırılarak büyümelerine, girişimcilik duygusunun elinden alınmasına, pasif ve utangaç insanlar haline gelmelerine neden olur.

Sosyal fobikler yeni bir ortama girmekte ve o ortama ayak uydurmakta zorlanırlar . Sosyal ilişkiler geliştirme konusunda başarılı değildirler. Çünkü temelde bir güven eksikliği içindedirler. Kendilerini birçok konuda yetersiz hisseden bu kişilerin kendi akranlarıyla kıyaslama yapıldığında, kendisini sürekli suçlayan, eleştiren ve değersizlik duyguları yaşayan insanlar oldukları görülür. Başkalarıyla konuşmak, rekabet etmek veya tartışmak istemezler. Bunun sebebi ise herkesin kendisini yenebileceği korkusudur. Kendi haklarına saldırıda bulunulsa dahi seslerini çıkarmazlar. Sosyal fobik insanların içlerinde sanki dış dünyadan herkesin kendisini izlediği ve değerlendirdiği inanışı hakimdir. Bunun için topluluk önünde konuşmaları gerektiğinde, yeni insanlarla tanıştırıldıklarında, bir işle uğraşırken başkaları tarafından seyredildiklerinde tedirgin olurlar.

Sosyal fobinin temeli çocukluk yıllarında atılmaktadır ve toplum içinde de geliştirilmektedir. Çocukluk döneminin 1-3 yaşları arası "özerklik evresi " olarak bilinir. Bu evre çocuğun anne bağımlılığından uzaklaşıp kendi ayakları üzerinde durabildiğinde başlar. Bu dönemde çocuklar bağımsızlık gereksinimi duyarlar ve bu ihtiyacın karşılanabilmesi için de bağımsız olmak isterler. Eğer bu dönemde sürekli cezalandırılır, aşırı korunur ya da anneye bağımlı biçimde yetiştirilirse çocuk bu baskı sonucu oluşan ezikliğin kızgınlığını ve utancını yaşamaya başlar. Utanç duygusu kişiye yerleştikten sonra artık yaptığı seçimlerin doğruluğu konusunda suçluluğa kapılır ve haklarını savunamaz. Utangaç çocuklardaki suçluluk duygusu, çocuğun hareketlerini kısıtlar. Çevresinde huzursuzluk doğuracağı ve cezalandırılacağı endişesiyle sadece kendisine verilenlerle yetinir. Yeni bir işe girişmekte ve başlamakta zorluk çeker. Yeteneklerini geliştirmekten, hakkı olan şeyleri istemekten kaçınır. Böyle bir çocukluk yaşayan kişinin girişimcilik ya da bağımsızlık duygusunun geliştiği söylenemez. Bu koşullarda büyüyen çocuklar büyük ihtimalle pasif, çekingen ve utangaç yetişkinler olurlar.

Sosyal fobinin tedavisinde bilişsel-davranışsal psikoterapilerden yararlanılır. Ayrıca tedavinin ilaçla desteklenmesi etkiyi arttırır.

AGORAFOBİ

Fobiler arasında sık görülen agorafobi, eskiden yalnız meydanlardan, açık yerlerden korku olarak bilinirdi. Şimdi agorafobi çok daha geniş bir anlam taşımaktadır. Yalnız başına kalmaktan, yalnız sokağa çıkmaktan, kalabalık yerlere girmekten; örneğin sinema, tiyatro, tünel, köprü, pasaj, asansör, otobüs, vapur, deniz otobüsü, uçak gibi yerlerde duyulan korkular artık agorafobi sayılmaktadır.

Genellikle panik bozukluğa bağlı olarak ortaya çıkar. Nadir olarak da panik bozukluğa bağlı olmayabilir. Çoğu agorafobinin temelinde panik nöbetleri bulunmaktadır. Yani hasta panik atak geçireceği korkusu nedeniyle, yalnız başına sokağa çıkmamakta,kalabalığa girememektedir.

Agorafobi uzun bir süre kişiyi etkisi altına alabilir. Bir panik atak hastamız 2 yıl boyunca evden dışarı çıkamadığını, markete gidemediğini, alışveriş yapmak için dahi evden dışarı çıkamadığını belirtmiştir.


ÖZGÜL FOBİ

Belli nesneler veya durumlardan duyulan anormal korkudur. Örümcek, kelebek, yılan, kedi, köpek, hamam böceği, karanlık yer, yükseklik fobileri en sık karşılaşılan özgül fobilerdir. Bu fobileri agorafobi ve sosyal fobiden ayırt eden özellik, korkunun özgül durumlar ve nesneler karşısında belirmesidir. Bu özgül nesneler ve durumlar olmadığında hastada rahatsızlık belirtisi yoktur. Bunlardan uzak olduğu sürece hastanın yaşamı etkilenmemektedir. Yalnız fobi nesnesi ya da durumuyla yüz yüze gelince panik derecesinde korku ortaya çıkmaktadır. Hasta fobiyle birlikte panik yaratan ortam ve durumlardan kaçınmaya başlar. Bu nesne ve durumların nerelerde bulunabileceğini önceden inceler ve ona göre tedbir alarak, sıkıntıdan kurtulmaya çalışır.

Fobiler korkunun ortaya çıktığı uyarana göre üçe ayrılabilir:

Nesne Fobileri : (böcek, kelebek, köpek, sivri uçlu eşya gibi)
Durum Fobileri : (kapalı yer, açık alan, asansör, yüksek yer)
İşlev Fobileri : (altına kaçırma, gaz kaçırma, terleme, yüz kızarması)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumarsiv.biz
 
Fobiler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ForumArsiviz :: Forumarşiv Kültür Ve Sanat :: Psikoloji-
Buraya geçin: