Sevmek mi lazım seni?, tapmak mı? yoksa boşvermek mi hayata?. Kırıp zincirleri, aşmak mı okyanusları?, yanına varıp gözlerine bakıp kalmak mı yoksa AŞK ? Yosunlaşmış teknelerle aramak mı mutluluğu?.Ya da mil çekip yüreğine taşlaştırmak mı? Anlatsana hadi... Beni bana, olsada dudaklarına, bak gözlerime ve anlat beni yakan sessizliği... HADİ! .....Taktığın tüm isimlerin dışında ben bir kibrit çöpüyüm okyanusta; kutusundan sıyrılmış ve kendini tek başına azgın dalgalar arasında kaybolmuş biçimde bulan bir kibrit çöpü... Gecenin ve sessizliğin izin verdiği ölçüde uykuya yenik düşmeden seni sevmenin tadını çıkarıyorum. Nefes almaktan korkuyorum sesimi duyarsın diye, gecenin güne devrilmesini istemiyorum uyanırsın diye... Belki de yaşanan en güzel zamanı bu AŞK’ın... SEN uykudayken...
Çok acılar çektim, üzdüm üzüldüm, ağladım ağlattım ve tabi yıprandım. Hayatı anladığım günden beri peşindeyim senin. Sana benzer niceleriyle karşılaştım ama yanılmadım hiç! Tıpkı “FACE OFF” filminde ki gibi. Hiçbiri değildin sen, hiçbiri alamadı kalbimi...
Bazen "pes" dedim hayata. Proje yatmış, sermaye, kaynaklar bitmişti. Zaten bilirsin ki başrol oyuncusu ortaya hiç çıkmamıştı. Bu son diyerek her seferinde tekrar sıfırdan başladım. Önce seni bulmalıydım. Tohumunun yerini biliyordum ama nereye ekmeliydim ki "AŞK" yeşersin topraklardan. Hangi sularla sulamalıydım solup gitmemesi için ve en önemlisi dalından kopartıp mı vermeliydim sana onu ya da seni ona mı götürmeliydim....?
Ama en iyisi önce "seni" bulmalı...
SEVDİĞİM NERDESİN..?
YA DA GİT .....
daha fazla kanamadan yaralarım...
Gözler yalan söylemez derler ya; oysa ne zaman gözlerine baksam bu kavram hiç aklıma gelmedi, inanmak mı istedim sana, yoksa yeni bir yıkıma başlamak mı? Manası derin gülüşlerde, gizli kalmış sözlerde, yazılan her aşk şiirinde senden, benden izler aradım durdum... Nihayetinde kırıntılar buldum bestelenmiş aşk dizelerinde NELER OLUYORDU BİZE?.....
Gidişin susturdu parmaklarımı, ardından bakakaldı gözlerim...Gidişin kuruttu ilham kaynağımı, peşinden gitme diyemedi cılız kalan sesim... Küstüm kendime, karanlıklara hapsettim kalbimi, içerisine tıka basa doldurduğum düzensiz, bumburuşuk, paçavra benzeri artık sevdam ile yollardayım tekrar... Ne çok özenirdim bir limana sığınıp orayı kendi egemenliği ilan eden insanlara, buldum sanmışken tekrar arayışlara girmek üzüyor beni; yoksa gidişine değil isyanım