ForumArsiviz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ForumArsiviz


Hoşgeldin ..::Misafir::..



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Lahana zayıflatır mı?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
grouptr
Süper Üye
Süper Üye
grouptr


Erkek Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 1293
Yaş Yaş : 33

Nerden Nerden : Çekmeköy
Lakap Lakap : Murat ÖZER
Ruh Hali Ruh Hali : Lahana zayıflatır mı? Berbat10
Burç Burç : Lahana zayıflatır mı? 147a
İfade İfade : Lahana zayıflatır mı? Star3
Aktiflik Aktiflik : Lahana zayıflatır mı? Rank1012
Tecrübe Tecrübe : Lahana zayıflatır mı? Rank1013
Paylaşım Paylaşım : Lahana zayıflatır mı? Rank1114
Uyarı Uyarı :
Lahana zayıflatır mı? Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Lahana zayıflatır mı? Right_bar_bleue

Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 20/05/08

Lahana zayıflatır mı? Empty
MesajKonu: Lahana zayıflatır mı?   Lahana zayıflatır mı? Icon_minitime11/13/2008, 14:22

Lahana zayıflatır mı

Sağlıkta da bazen "moda"lar, "trend"ler olur. Galiba yine öyle bir durum var. Bir "lahana modası"dır gidiyor!



window.google_render_ad();



window.google_render_ad();
Bir
ara Amerika’da "lahana çorbası diyeti" diye saçma sapan bir diyet
vardı. O çoktan unutuldu ve moda diyetler çöplüğündeki yerini aldı.
Kimi lahananın zayıflattığını, kimi selülitleri azalttığını söylüyor.
Hamileliği kolaylaştırdığını yazanları bile okudum! Oysa lahananın ne
tozu ne de suyunun kilo kaybı yapabileceğini gösteren tek bir bilimsel
kanıt, hatta çalışma bile yok! Yani lahananın tozu veya suyu
zayıflatmıyor ama böyle giderse bitkisel ürünlerle sağlık kazanma
işinin yakında suyu çıkacak!

SEBZE Mİ İLAÇ MI

Söylenenler ya da yazılanlara bakarsanız (eğer kilo yönetimini ve
beslenme bilimini işin uzmanlarına değil de başkalarına bırakacak
olursanız) lahananın zayıflattığına inanmanız işten bile değildir. Eğer
bu müthiş uzmanlara inanıp güvenirseniz lahananın tozu ya da suyu ile
zayıflarken kulak çınlamanız, prostat büyümeniz, uyku apneniz,
migreniniz, hatta tansiyon yüksekliğinizden de kurtulabilirsiniz. İpin
ucunu biraz daha kaçırır, bilimi bir kenara bırakıp bu işe çok fazla
dalarsanız lahana suyu içerek selülitlerinizi iyileştirmeniz, vajinal
akıntınıza çare üretmeniz, hatta hamile kalmanız bile mümkün
olabiliyor(muş)! Oysa bilim insanları çok iyi biliyorlar ki lahananın
içinde bulunan belli kimyasallardan özellikle sulforafan ve
benzerlerinin bir miktar kanser koruyucu etkileri var, hepsi bu kadar!

YAPRAKLARIN BÜYÜKLÜĞÜ BİLE ÖNEMLİYMİŞ

Bir okuyucumun gönderdiği e-postada yazanlara bakılırsa "iri yapraklı
lahanaları kaynatır, kaynama suyuna bir de maydanoz yaprakları ekleyip
suyunu içerseniz, kolayca kilo veriyorsunuz ama sakın şu iki hatayı
yapmamalısınız". Lahanaların yaprakları illa ki iri olacak (küçük
yapraklıları nedense işe yaramıyor) ama maydanozlar mutlaka küçük
yapraklı kalacak! Maydanozun da iri yapraklıları makbul değilmiş...

Lahana furyası ortalığı sarınca bazı ithalatçılar ve yerli üreticiler
de fırsatı kaçırmadı, aktar ve eczane raflarını lahana kapsülleriyle
doldurdular. Birkaç gün önce uğradığım bir doğal ürün satıcısının
raflarında üç ayrı markanın, içine lahana tozu doldurulmuş kapsülleri
satılıyordu.

AMAN DİKKAT!

Bitkilerin sağlığı güçlendiren doğal kimyasallar ile dolu olduğuna en
çok inanan doktorlardan biriyim. Ama bu inancım hiçbir zaman "tiroit
için dereotu, Alzheimer için havuç suyu, meme rahim kanseri için
aslanpençesi ya da iltihaplı romatizma için davul tozu" noktasına
varmadı! Ne "glokomun domates suyuyla ne polikistik over gibi ciddi bir
sorunun soğan kürüyle" tedavi edilebileceğine inanmayı da hiçbir zaman
düşünmedim. Sizin de böyle düşünmenizi tavsiye ederim. Haşimoto
hipotiroidili insanları dereotu mucizeleriyle, polikistik overli genç
kızları soğan suyu safsatalarıyla, prolaktin yüksekliğini maydanoz
haşlamalarıyla tedavi etmeye kalkmak dünyanın hiçbir ülkesinde
affedilebilir bir tıbbi önerme değildir. Size bitkisel mucizelerden ve
mucize iksirlerden bahsedildiğinde yalnız gözlerinizi değil,
kulaklarınızı da dört açın ve bu önermelerin arkasında ne gibi
beklentiler yattığını iyi anlamaya çalışın.

Lahana suyuna değil maydanoz yaprağı, daha onlarca bitkinin yaprağını,
kökünü, gövdesini de ekleseniz kilo sorununuzu yediklerinizi
azaltmadan, aktivitenizi çoğaltmadan ve altta yatan sağlık sorunlarını
halletmeden çözemezsiniz. Doğal mucizelerle doğal olmayan bir şekilde
hastalanmak istemiyorsanız çok dikkat edin. Kahramanmaraşlı dondurmacı
rahmetli şişman Ahmet ustayı da bu doğal mucizelerle kaybettik.

Hava durumu kan basıncını etkiler mi

Kan basıncı, kanın damar duvarına uyguladığı itici güçtür. Kalp
tarafından pompalanan kan arterler (atardamarlar) aracılığıyla kanı
dokulara taşır. Normal kan basıncı, 120-80 mm Hg’dan düşüktür.
Prehipertansiyon (gizli tansiyon) 120-139/80-89 mmHg arasıdır. Birinci
basamak hipertansiyon (yüksek tansiyon) 140-159/90-99 mm Hg ve ikinci
basamak hipertansiyon 160-100 mm Hg’nın üzeridir.

Hipertansiyon sıklıkla hiçbir belirti vermez. Ancak çok ani ve belirgin
yükselmelerde, baş ağrısı, yorgunluk, bilinç bulanıklığı, görme
bozukluğu, göğüs ağrısı, nefes almada zorluk, aritmi (kalp atımlarında
düzensizlik), idrarda kan gibi belirti ve bulgulara yol açabilir.

Hipertansiyonun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte kilo fazlalığı,
hareketsizlik, stres, aşırı alkol tüketimi, bazı iç salgı bezi ve
böbrek hastalıkları, yaşlılık ve kalıtımsal nedenlerle tetiklenir.

Mevsim ve hava koşullarındaki değişiklikler de tansiyonu etkiler.
Havanın soğuk olduğu sonbahar ve kış dönemlerinde, sıcaklıktaki
düşüşlerin "vazokonstriksiyon"a (damar çeperinde daralma) yol açması
tansiyonu yükseltebilir. Ayrıca soğuk mevsimlerde beslenme
alışkanlıklarındaki değişim nedeniyle kilo artışı olması ve hareketin
azalması da etkenler arasında yer alır.

Sonbaharı tamamlayıp kışa girmekte olduğumuz şu günlerde hipertansiyon
nedeniyle tedavisi sürenlerin kontrollerini yenilemelerini öneririz.
Genel olarak, sağlığını korumaya, nitelikli ve verimli yaşamaya özen
gösteren herkesin beslenme düzenini, fiziksel aktivite planını yeniden
değerlendirmesinin tam zamanıdır.

Yavaş ve hızlı yürümenin anlamı ne

Eğer yürüyüş yaparken dakikada 80 adımdan daha az atıyorsanız
temponuzun yavas olduğunu düşünebilirsiniz. Dakikada 100-120 adımı
hedeflemelisiniz. Bu sürat hafif kilolu, 50 yaş üzeri biri için oldukça
güvenlidir. Dakikada 120 adıma ulaşmak ve bunu 45-60 dakika
sürdürebilmek oldukça iyi bir durumda olduğunuzu gösterir. n Egzersiz
Uzmanı Özcan Kızıltaş

Behçet hastalığı

1930’lu yılların ünlü dermatoloji hocalarından rahmetli Dr. Hulusi
Behçet hocanın dünya tıbbına ilk kez tanımladığı bu hastalığın üç temel
bulgusu vardır. Göz sorunları (irridosiklit), cinsel organlar
bölgesinde yaralar (ülserler), ağızda sık sık tekrarlayan ast adı
verilen lezyonlar. Bu hastalıkta değişik romatolojk sorunlara,
nörolojik problemlere de rastlanabiliyor. Hastalığın nedeni tam olarak
bilinmiyor ama bağışıklık sistemindeki sorunların temel faktörlerden
biri olduğu kabul ediliyor.

Erkekte tüplerin bağlanması

Erkekte tüplerin bağlanması (vazektomi), kalıcı doğum kontrolü yapar.
Kadınların tüplerinin bağlanmasından çok daha kolaydır; lokal anestezi
ile testis torbasının üst kısmına küçük bir çizik yapıldıktan sonra
testislerden penis köküne sperm taşıyan çok ince kanallar kesilir,
bağlanır, klips konabilir veya yakılır. Bu işlemle sadece tohum
hücreleri engellenmiş olur, ereksiyon veya ejakülasyon (meni boşalması)
engellenmez.

Vazektomi yüzde 99’dan fazla etkilidir. İşlemden 3 ay sonra tam korunma
başlar. Tekrar açılmak istenirse uzun ve detaylı bir ameliyat gerekir
ve garantisi yoktur. Nadiren enfeksiyon tarzı bir komplikasyon
yapabilir ama antibiotiklerle kolay tedavi edilir. Bazı çalışmalar
vazektominin prostat veya testis kanserlerini artırdığını söylemekle
beraber, yeni ve iyi dizayn edilmiş bilimsel araştırmalarda bu
kanıtlanamamıştır. Tüpleri bağlı bir erkek tekrar çocuk yapmak isterse
testisten sperm alınarak tüp bebek de denenebilir.

Kalp krizleri ağrısız da olabiliyor

Kalp krizlerinin mutlaka göğüs ağrısıyla birlikte olması gerekmiyor.
Bazı krizler yalnızca karın ağrısı, bulantı, kusma ya da baş dönmesi,
halsizlik, terleme ve baygınlık hissi ile ortaya çıkabiliyor. Kalp
krizlerinin yüzde 25’inde ise hiçbir belirti görülmüyor. Bu nedenle
kalp krizi geçirdiğinden kuşkulandığınız biri varsa veya siz böyle bir
sorunu yaşarsanız tedbir için hemen 325 mg’lık bir aspirin tableti
çiğneyin (500 mg’lık bir aspirin tabletinin yarısı da olabilir). En
yakın hastaneye ulaşmaya çalışın. Yola çıkarken anjiyo kapasitesi olan,
kardiyoloji ünitesine sahip, gelişmiş bir sağlık merkezini tercih
etmeniz daha yararlı olacaktır.

Likopenden faydalanmanın püf noktaları

Sabahları güne hafif ısıtılmış ve biraz zeytinyağı ilave edilmiş soyulmuş domates yiyerek başlayabilirsiniz.

Sebzeli bir sandviçe ketçap ekleyebilirsiniz.

Salatalarınızı kurutulmuş domatesle lezzetlendirebilirsiniz.

Makarna üzerine domates sosu ekleyebilirsiniz.

Sebze yemeklerine domates salçasını ekleyebilirsiniz.

İçecek olarak daha çok domates suyu içebilirsiniz.

Damak tadınıza uyduğu takdirde tükettiğiniz bazı yiyeceklere ketçap ekleyebilirsiniz.

Kalorinin negatifi olur mu

Kalori gıdaların içinde bulunan enerji değerini gösteren bir sözcüktür.
Soluduğunuz hava ve içtiğiniz su dışında neredeyse her şeyin bir enerji
değeri, bir kalori içeriği vardır. Bir yandan yiyip içerek, diğer
yandan aldığınız ilaç ya da besin desteği ile vücudunuza giren
kalorileri yok etmeniz, negatife dönüştürmeniz mümkün değildir.
Kalorinin pozitifi olur ama negatifi olmuyor.

300 kalorilik bir öğle mönüsünde neler var

Ana öğünlerde ortalama alınması gereken kalori nedir? Neler içermelidir?

Günlük kalori alımının kişiden kişiye değiştiğini artık biliyoruz.
Bununla birlikte bir öğünde alınacak kalorideki farklılıklar
porsiyonların azaltılıp çoğaltılması ile sağlanır. Yani 300 kalorilik
bir öğle mönüsü ile 500 kalorilik bir öğle mönüsü aynı yiyecek
gruplarını içerir.

Fark bu yiyecek gruplarının porsiyonlarındaki değişikliklerle ortaya
çıkar. Önemli olan alınan kalorinin bütün yiyecek gruplarını
içermesidir. Bu durum uzun süren bir tokluk hissinin en önemli
anahtarıdır. 1200-1300 kalorilik bir beslenme planında 300 kalorilik
bir öğle mönüsünde neler var birlikte göz atalım;

Karışık salata (içersinde 1 tatlı kaşığı zeytinyağı)

1 küçük kase tarhana çorba

2 adet orta boy kabak dolma

1 su bardağı az yağlı yoğurt

İnsülin direnci

Son tahlillerimi yaptırdığımda "insülin direnci" olduğunu ve kilo vermem gerektiğini söylediler. Neden kilo vermek zorundayım?

Diyabetin tedavisinde birinci sırayı diyabete uygun bir diyet ikinci
sırayı da ilaçlar ve egzersiz alır. İleri yaşlarda çıkan diyabet
genelde kilo fazlalığı ile yakından ilgilidir. Eğer olması gerekenden
fazla vücut ağırlığına sahipseniz, pankreasın ürettiği insülin
vücudunuzdaki aşırı yağ nedeniyle daha az etkili hale gelir.

"İnsülin direnci" olarak tanımlanan bu durum vücudunuzdaki fazla yağın
azalmasıyla yani kilo vermeyle engellenebilir. Sizin için sağlıklı
sınırlar içerisinde olan uygun kiloya ulaşmanız ve bunu korumanız, kan
şekeri kontrolünü sağlamanız, hem diyabet komplikasyonlarının
azalmasını sağlayacak hem de hipertansiyon ve kalp sağlığı gibi
rahatsızlıkların ortaya çıkma riskini azaltacaktır.

Hafif veya orta derecede bir egzersiz programı, düşük glisemik indeksli
ve düşük glisemik yük içeren bir diyet, pankreasın aşırı insülin
üretmesine engel olurken kalp ve damarlarınızın da korunmasını sağlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://grouptr.net
 
Lahana zayıflatır mı?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ForumArsiviz :: Forumarşiv Kadınlar Clubu :: Yemek Odası ve Mutfak Muhabbetleri-
Buraya geçin: