ForumArsiviz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ForumArsiviz


Hoşgeldin ..::Misafir::..



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Felsefe Terimler Sozlugu

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
baby_devil
Site Admini

Site Admini
baby_devil


Kadın Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 4988
Yaş Yaş : 38

Nerden Nerden : İstanbul
Lakap Lakap : Şeytan
Ruh Hali Ruh Hali : Felsefe Terimler Sozlugu Nerdey10
Burç Burç : Felsefe Terimler Sozlugu 4170a
İfade İfade : Felsefe Terimler Sozlugu Affraid
Aktiflik Aktiflik : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1112
Tecrübe Tecrübe : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1113
Paylaşım Paylaşım : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1114
Uyarı Uyarı :
Felsefe Terimler Sozlugu Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Felsefe Terimler Sozlugu Right_bar_bleue

Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 08/02/08

Felsefe Terimler Sozlugu Empty
MesajKonu: Felsefe Terimler Sozlugu   Felsefe Terimler Sozlugu Icon_minitime3/24/2008, 22:54

A

Agnostisizm : Tanri’nin var olup – olmadiginin bilinemeyecegini savunan görüs Agnostisizm’dir (Bilinemezcilik). Örnegin sofist düsünürlerden Protagoras “Tanrilar üzerine bilgi edinmekte çaresizim; ne var olduklari ne de olmadiklari, ne de ne sekilde olduklari üzerine …” Agnostisizm adini ilk kullanan Thomas Huxley’e göre duyularimizla kavrayamadigimiz seyler konusunda kesin bir sey söyleyemeyiz. Tanri da duyularla kavranamadigi için var olup-olmadigini söyleyemeyiz.

Ahlak kurallari :
Toplum tarafindan olusturulan iyi – kötü kavramlarindan; iyinin yapilmasi, kötünün yapilmamasini emreden davranis kurallarina ahlak kurallari denir.

Aile : Aralarinda gerçek ya da varsayimli kanbagi bulunan, karsilikli hak ve ödevleri üstlenen insanlarin olusturdugu toplumun en küçük birimine aile denir.

Akil Yürütme : Kisiler, geçmis yasantilari, gözlemleri ve ögrenmeleri sonucunda olusturduklari somut ve soyut tasarimlar arasinda mantik ilkelerine uygun baglantilar kurarak yeni yargilara varirlar. Buna akil yürütme denir.

Alt Esik : Duyu organlarinin bir uyariciyi belli belirsiz almaya basladigi en düsük siddettir.

Algi: Nesne ya da olaylarin beyinde islenerek, anlamli bütünler olarak kavranmasina algi denir.

Algida Degismezlik : Nesne ya da olaylarin farkli ortamlarda hep ayniymis gibi algilanmasina algida degismezlik denir.

Algida Örgütleme (Organizasyon) : Duyumlari olusturan nesne ya da olaylarin, zihin tarafindan bir düzene konulup biçimlendirilmesine algida örgütleme denir.

Algida Seçicilik : Organizmanin, çevresinde bulunan çok sayida uyarici nesne, ya da olaydan, bir ya da bir kaçina dikkatini yöneltmesine algida seçicilik denir.

Anaerkil (Matriyarkal) Aile : Ilkel toplumlarda görülen anaerkil ailede, ailenin sorumlulugu birinci derecede kadinin üzerindedir. Dogal isbölümü nedeniyle kadinlar toplayicilik, erkekler avcilik isini üstlendiler. Dogurgan olan ve çocuklara dogal yapisi geregi daha yakin bulunmak zorunda olan kadin, ailenin yasamini sürdürmesinde daha önemli idi. Sonuç olarak ailenin beslenme, barinma, soguktan, sicaktan korunma görevi kadinin sorumlulugundaydi. Klanlarda görülen bu aile biçiminde akrabalik bagi kandasliga degil, totemdasliga dayalidir. Erkek ve kadin ayni klanda yasamadiklarindan ve çocuklar annenin klaninda yasadigindan yalnizca ana akrabaligi vardi.

Analitik felsefe : Felsefeye bilimlerin dilini analiz etmek islevi yükler. Böylece felsefe, düsünsel bir etkinlik alani olmaktan çikarilir, yalnizca dil analizleri yapan bir alan haline getirilir. Felsefe, bilimlerin dilini çözümleyecek, onlarin kavram yapilarini arastiracaktir. Bunu yaparken de sembolik mantigi kullanacaktir. Neo pozitivizm (yeni pozitivizm) ya da mantikçi empirizm adiyla da anilan analitik felsefe, felsefeyi modern (sembolik) mantik alani olarak görür.

Anarsizm : Toplumsal yasami düzenleyen tüm kurum ve kurallari reddeden anarsizm, dogal olarak ahlak kurallarinin egemenligini de reddeder. Bireysel iradenin her seyin üstünde oldugunu savunan anarsizmin kurucusu Proudhon ve diger temsilcileri Bakunin, Kropotkin ve Stirner, ahlak yasalarinin diger yasalar gibi insanlari kolay yönetmek için uyduruldugunu savunurlar.

Anayasa : Devletin temel yapisini, biçimini, örgütünü, bu örgütün isleyis kurallarini, milli egemenligin nasil kullanilacagini kisilerin hak ve özgürlüklerini belirleyen en temel kanundur.

Anayasa Mahkemesi : Parlamentonun yaptigi yasalarin anayasaya uygun olup olmadigini denetler. Anayasalar yasalardan üstündür ve yasalar anayasaya uygun olmak zorundadir. Çünkü anayasalar halk oyuyla kabul edilir ve halkin dogrudan yaptigi anayasalar, temsilcilerinin yaptigi yasalardan üstün sayilir.

Anket : Önceden hazirlanmis sorularin yazili olarak üzerinde inceleme yapilan insanlara dogrudan yöneltilmesi ve sonuçlarinin degerlendirilmesidir.

Anksiyete Nevrozu : Kaygi düzeyinin yükselmesi sonucu bedensel gerginligin ve ruhsal tedirginligin artmasiyla yasanan panik durumudur. Bu durum, hasta tarafindan ölüm korkusu, sikinti, sikisma olarak anlatilir.

Anoloji : Iki benzer olay arasinda karsilastirma yaparak sonuca ulasmaktir. Arjantin’de enflasyon orani yüksek oldugundan toplumsal muhalefet fazladir. Yunanistan’da da enflasyon orani yüksektir. O halde, Yunanistan’da da toplumsal muhalefet fazladir.

Anoloji (Andirma) :
Iki olaydaki benzerliklerden yararlanarak, birinde var olan özelligi digerinde de var saymaktir. Örnek : “Güney Afrika Cumhuriyeti’nde altin madeni çikar ve Güney Afrika Cumhuriyeti zengin bir ülkedir.” “Türkiye’de altin madeni çikar.” “O halde Türkiye de zengindir.” Anoloji, zihnin özelden özele sonuç çikarmasidir ve dogruluk degeri olasiliklidir.

Anormal davranis : Belirli dogal ve toplumsal ortamlarda distan ve içten gelen belirli siddet ve süredeki uyaranlara, insanin alisagelenin disinda hatali, kurala uymayan, uygunsuz cevap vermesi tepki göstermesidir.

Antropoloji (insanbilim) : Evrim sürecinde, insanin degisen biyolojik yapisini, bedensel özelliklerini, irklara ayrilip ayrilmayacagini, ilkel topluluklari ve bunlarin kültürlerini inceleyen bir bilimdir.

Aralikli ya da Toplu Ögrenme : Ögrenme sürecini zaman içine ya****** kisa çalisma süreleriyle yapmaya aralikli ögrenme denir. Bunun tersi olarak, ögrenme sürecini uzun çalisma süresi içinde ara vermeden yapmaya toplu ögrenme denir.

Ara mal : Üretim mallarinin tüketim mali haline dönüstürülürken aldigi yeni biçim ara maldir. Örnegin, un, bugdaydan ekmek elde etme sürecinde ara maldir. Ara mallar da üretim mali sayilir.

Arz (Sunu) : Piyasaya sunulan mal miktaridir.

Asiri Uyarilma : Organizmanin alistigi düzeyin üzerinde uyarici ile karsilasmasi sonucu fizyolojik ve psikolojik anlamda çevreye uyum gücünün azalmasidir.

Ataerkil (Patriyarkal) Aile : Toplumda tarimsal üretimin köklesmesi ve ticari yasamin yayginlasmasi sonucu ekonomik gücü, devletin dogusu ve köleciligin yayginlasmasi ile siyasi gücü eline geçiren erkek, aile içinde de mutlak güç olmaya basladi ve ataerkil aile dogdu. Ataerkil ailede söz ve miras hakki erkeklerin elindedir. Erkek ekonomik gücü elveriyorsa birden çok kadinla evlenir. Bu aile biçimi agirlikli olarak Ilk Çag köleci toplumlarinda görülür.

Ateizm : Tanri’nin varligini reddeden görüs ateizmdir. (Tanri tanimazlik). Ateizm tanri’nin varligini reddederek evreni, evrene dayanarak açiklamaya çalisir. Bu nedenle ateizmi savunan düsünürler genelde materyalisttir.

Ayet : Kur’an-i Kerim’de sureleri meydana getiren uzun veya kisa vahiy ifadelerine ayet adi verilir.

Azlik : Mal ya da hizmetin ihtiyaca göre dogada az bulunmasi ya da az üretilmesi degeri yükseltir. Örnegin, altin, elmas, uranyum az bulundugu için degerlidir.


En son baby_devil tarafından 3/24/2008, 22:58 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumarsiv.biz
baby_devil
Site Admini

Site Admini
baby_devil


Kadın Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 4988
Yaş Yaş : 38

Nerden Nerden : İstanbul
Lakap Lakap : Şeytan
Ruh Hali Ruh Hali : Felsefe Terimler Sozlugu Nerdey10
Burç Burç : Felsefe Terimler Sozlugu 4170a
İfade İfade : Felsefe Terimler Sozlugu Affraid
Aktiflik Aktiflik : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1112
Tecrübe Tecrübe : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1113
Paylaşım Paylaşım : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1114
Uyarı Uyarı :
Felsefe Terimler Sozlugu Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Felsefe Terimler Sozlugu Right_bar_bleue

Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 08/02/08

Felsefe Terimler Sozlugu Empty
MesajKonu: Geri: Felsefe Terimler Sozlugu   Felsefe Terimler Sozlugu Icon_minitime3/24/2008, 22:54

B

Bellek (Hafiza) : Yasam boyunca ögrenilen bilgilerin, davranis kaliplarinin, deneyimlerin, anilarin depolanip saklanmasi ve hatirlanmasidir

Bencillik (Egoizm) : Insan eylemlerinin kökeninde “ben sevgisi” vardir. Ahlak ise insanin kendini koruma güdüsünün disa vurulmasindan baska bir sey degildir. Bu görüsü savunan Thomas Hobbes’a göre, insanda, hayvanlarda oldugu gibi “kendini sevme” ve ”kendini koruma” içgüdüleri vardir. Dolayisi ile insan dogasi geregi “bencil” dir. Bencil olan insan her seyden önce kendi “çikar” ini düsüneceginden evrensel bir ahlak yasasi yoktur.

Benlik : Insanin, kendi kisiligine iliskin kanilari, kendini tanima ve degerlendirme biçimidir. Kisiligin iki yönü vardir. Birinci yönü, disa yansiyan, daha çok baskalari tarafindan degerlendirilen ve davranislarina yansimasi ile de ölçülebilen yandir. Insanin bu yönü nesneldir. Kisiligin ikinci yönü ise disariya pek yansimayan yani bireyin kendini tanimladigi biçimidir. Iste kisiligin, bu öznel yönü benliktir ve benlik ölçülerek degil, yorumlanarak anlasilabilir.

Berdel : Farkli akraba gruplarindan insanlarin karsilikli olarak birbirlerinden kiz alip vermek üzere anlasarak evlenmeleridir. Bir gruptan bir erkek, baska bir gruptan bir kadinla evlenirken, karsi gruptan bir erkekle o gruptan bir kadini alir. Bu evlilik biçimine ise baslik parasindan kurtulmak için basvurulur.

Bilgi Kurami (teorisi) : Sübje (bilen) ile obje (bilinen) arasindaki iliskiyi inceleyen bilgi felsefesi alanina bilgi kurami denir. Sübjenin, objeyi incelerken ulasacagi sonuçlar felsefe açisindan tartismalidir.

Bilginin kaynagi : “Insan bilgiye hangi araçlarla ulasir?” sorusuna yanit arar. Bu soruya verilen yanitlar farkli felsefi sistemlerin dogmasina yol açar. Bilginin kaynagi akildir, çünkü duyu organlarinin bilgisi zorunlu ve kesin degildir diyen rasyonalizme karsi empirizm, bilginin kaynagi deneydir, dogru ve kesin bilgiye duyu organlari araciligi ile yapilan deney ve gözlem ulastirir görüsünü savunur. Entüisyonizm (sezicilik) ise bilginin kaynaginin sezgi oldugunu ileri sürer.

Bilimsel Bilgi : Özne (sübje) ile nesne (obje) arasindaki iliskinin sinirli bir konuda ve belli bir yöntemle her zaman geçerli sonuçlara ulasmak için amaçli ve sistemli olarak kurulmasi sonucu bilimsel bilgi elde edilir.

Bilinç : Belirli bir zaman siniri içinde insanin kendisinden ve çevresinden haberdar olmasi haline bilinç denir. Bilinç olmadan algilama dikkat, düsünme, hatirlama vb. zihinsel islevlerden söz edilemez.

Bosanma : Evlilik sonucu olusan ailede karsi cinslerin, toplumca veya hukukça evlilik baglarinin sona erdirip ayrilmalarina bosanma denir.

Bürokrasi :
Yasalarin uygulamalarini üstlenen memurlarin idari isleyisidir.



C

Cins : Cins, “altinda türlerin siralandigi seydir” diye tanimlanabildigi gibi, “gerçekleri farkli olan seylere, bunlar denir diye soruldugunda verilen yanittir” biçiminde de tanimlanabilir. Örnegin, “domates, biber, patlican nedir?” diye soruldugunda, “sebze” yaniti cinsi gösterir. Içlem açisindan bakildiginda “cins, özellikler yiginidir.”

Ç

Çatisma : Ayni anda ulasilmasi imkansiz iki güdüden bir tanesini seçememenin verdigi kararsizlik halidir. Iki güdü çatistiginda birinin doyumu digerinin engellenmesine yol açar. Bu nedenle çatisma engellenmeye neden olan bir etken olarak da görülebilir.

Çekirdek (Modern) Aile : Sanayi toplumlari ile birlikte üretimde is gücüne talep duyulmasi kadini aile içinde çalisan birey olmanin disinda, disarida da çalisip para kazanan birey durumuna getirir. Öte yandan felsefede etkinlesen kisi hak ve özgürlükleri, devlette demokratiklesme, dinde laiklesme kadini etkiler ve onlari da erkekle esit bir birey olma mücadelesine zorlar. Böylece anne-baba ve evlenmemis çocuklardan olusan, kadinla erkegin hukuksal esitligine dayanan çekirdek aile yerini alir.

Çevre : Canli davranislarini etkileyen ve kalitimsal olmayan bütün etkenleri, uyaricilari (uyaranlari) içerir.

Çikarim : Verilen önermelerden zihnin sonuç çikarmasina çikarim denir. Çikarimda verilen önermelere öncül, öncüllerden zihnin zorunlu olarak çikardigi önermeye ise sonuç önermesi denir.

D

Danistay : Hükümetle yurttas arasindaki sorunlari inceleyen Bölge Idare Mahkemeleri’ni denetler. Hükümetin gücünü kötüye kullanmasini ve yurttasina haksizlik yapmasini önler.

Deflasyon :
Ulusal paranin degerinin yükselmesi sonucu mal ve hizmetlerin fiyatlarinin düsmesidir. Deflasyon üretimin tüketimden, dis satimin dis alimdan çok olmasi durumunda görülür.

Deger : Insanlarin bir mala ya da hizmete yükledikleri öneme deger denir.

Deizm : Tanri’nin evreni kendi yasalarina göre isleyen bir düzen olarak yarattigini savunur. Ancak yaratan ve düzeni kuran Tanri’nin, evreni kendi basina biraktigini kabul eder. Bu yüzden deizm, dinsel dogma ve ilkelerin varligini kabul etmez. Deizm’e göre Tanri’nin vahiy, mucize gibi kanitlara gereksinimi yoktur.

Demokrasi : Halkin dogrudan ya da seçtigi temsilcileri araciligi ile kendini yönettigi yönetim biçimine demokrasi denir.

Demokratik Devlet : Yasama, yürütme, yargi güçlerini kullanan kurumlarin temsilcileri yetkilerini halktan alirlar ve seçimle belirlenirler. Ayrica bu güçler birbirlerinden bagimsiz organlar tarafindan kullanilir.

Deney : Varsayimi kanitlamak üzere sonucu etkileyen degiskenlerle sonuç arasindaki iliskiyi saptamak üzere pratik uygulamalar yapmaktir.

Deneysel Psikoloji : Deneysel psikoloji bir davranisi etkileyen çevre kosullarini ve uyaricilari tanimlayip ölçerek hangi davranisi, nasil ve ne derecede etkiledigini bulmayi amaçlar. Bunu yaparken hayvanlar üzerinde laboratuar deneyleri yapar, bunlari insan davranislari ile karsilastirir.

Deneysel Yöntem : Incelenen olayla ilgili neden sonuç iliskilerini saptamak üzere arastirmacinin uygun laboratuar kosullarinda hazirladigi ve inceledigi kisi ya da nesneyi yönlendirebildigi yöntem, deneysel yöntemdir. Deneysel yöntem sirasinda incelenen insana denek, hayvana kobay adi verilir.

Determinizm : Insanin, “ahlaki eylemleri ile ilgili kararlari, içten ve distan belirlenen kosullarin etkisiyle olusur” görüsüne dayanarak ahlaki eylemlerinde özgür olmadigini savunan filozoflar vardir. Bunlar ahlak felsefesi alaninda deterministtir .

Devalüasyon : Bir devletin ulusal parasinin yabanci paralar ve altin karsisinda degerinin düsürülmesidir. Yüksek enflasyon yasayan devletlerin dis borçlarinin artmasi sonucu, ulusal paranin degeri resmi olarak düsürülür. Bu deger düsürme isleminde IMF, Dünya Bankasi gibi uluslar arasi finans kuruluslarinin zorlamasinin etkisi büyüktür.

Devlet : Sinirlari belirli bir toprak parçasi ile bu topraklarda yasayan insanlar üzerinde egemenlik hakki kullanan siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik örgütlenmelere devlet denir.

Dil : Duygu ve düsünceleri yapay isaretlerle anlatmaya yarayan bir dizgedir (sistemdir).

Dini kurallar : Allah (c.c.) tarafindan insanlarin dünya ve ahirette kurtulusa ermeleri, mutlu ve huzurlu olmalari için gönderilmis ilahi kanun ve kurallardir.

Dinsel Bilgi : Özne (sübje) ile nesne (obje) arasindaki iliskinin inanç, Tanri, kutsal kitap ve din çerçevesinde kuruldugu bilgi, dinsel bilgidir.

Dogal Gözlem : Incelenen olaylarin kendi dogal ortaminda, müdahalede bulunulmaksizin gözlemlenmesidir.

Dogruluk (Hakikat) : Bilginin bilgi konusu ile tam uygunluk içinde bulunmasidir. Bir bilginin dogrulugu, onun kanitlanabilmesi ile mümkündür. Çünkü dogruluk düsünce ile nesne (obje) nin uygunlugudur.

Duyarsizlasma : Duygusal yasamda tekrar tekrar karsilasilan uyariciyi organizmanin belli bir süre sonra kaniksamamasidir. Örnegin: Annesi tarafindan sik sik azarlanan bir çocuk, bir süre sonra annesinin azarlamasina karsi duyarsizlasabilir.

Duyum : Organizmanin iç ve dis çevreden gelen uyaricilari duyu organi araciligi ile alip sinirsel enerji haline dönüstürmesi sürecine duyum denir.

Duyumun Esigi : Duyu organlarinin bir uyariciyi almaya basladigi sinirdir.

Duyusal Uyum : Duyu organlarinin çevredeki uyaricilara aliskanlik göstererek, onlara tepki vermemesidir.

Düalizm (ikicilik) : Materyalizmle idealizm arasinda bir uzlasma çabasidir. Descartes’a göre varlik madde ve ruh olmak üzere iki cevherden olusur. Ruhun islevi düsünmek, maddenin islevi uzayda yer kaplamaktir. Evrendeki nesne dünyasindaki varliklar salt madde, Tanri ise salt ruhtur. Insanda madde ve ruh bir aradadir.

Dürtü : Organizmadaki eksikligi gidermek için dogan güçtür.

Düsünme : Olay ve nesneler yerine onlarin simgelerini (isaretlerini) kullanarak yapilan zihinsel bir islem ve sorunlara çözüm arama yoludur. Düsünme yetenegi en fazla olan canli insandir. Fare, maymun gibi üst düzey canlilarda da düsünme yetenegi vardir. Fareler eski deneyimlerinden yararlanarak karsilastiklari problemleri çözebilirler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumarsiv.biz
baby_devil
Site Admini

Site Admini
baby_devil


Kadın Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 4988
Yaş Yaş : 38

Nerden Nerden : İstanbul
Lakap Lakap : Şeytan
Ruh Hali Ruh Hali : Felsefe Terimler Sozlugu Nerdey10
Burç Burç : Felsefe Terimler Sozlugu 4170a
İfade İfade : Felsefe Terimler Sozlugu Affraid
Aktiflik Aktiflik : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1112
Tecrübe Tecrübe : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1113
Paylaşım Paylaşım : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1114
Uyarı Uyarı :
Felsefe Terimler Sozlugu Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Felsefe Terimler Sozlugu Right_bar_bleue

Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 08/02/08

Felsefe Terimler Sozlugu Empty
MesajKonu: Geri: Felsefe Terimler Sozlugu   Felsefe Terimler Sozlugu Icon_minitime3/24/2008, 22:54

E

Egitim : Insanin toplum yasamina uyum saglayabilmesi ve yeteneklerinin gelistirilmesi için uygulanan yöntemlere egitim denir.

Egitim Psikolojisi : Psikolojinin bulgularinin egitim ve ögretime uygulanarak kolayliklar ve ilerlemeler saglanmasi egitim psikolojisinin konusuna girer.

Ekonomi : Insanlarin ihtiyaç duydugu mal ve hizmetlerin nasil üretildigini, bölüsüldügünü ve tüketildigini inceleyen bir bilimdir.

Ekzogami (disaridan evlilik) : Seçilen esin akraba grubu disindan olmasi durumudur.

Embesil (Budala) : Yaklasik 20 – 49 zeka bölümüne sahiptirler. Belirli oranlarda da olsa gereksinimlerini karsilayabilirler. Yeme, içme, giyinme, soyunma gibi becerileri kazanabilirler. Ileriki yaslarda da 5 – 6 grubundaki çocuklarin davranislarini gösterirler.

Emek : Dogal kaynaklari isleyen, biçimini ve yerini degistiren, adedini çogaltan kas gücü yani is gücüdür. Bir mal ya da hizmetin üretiminde verilen emek degerin belirlenmesinde etkili olur. Örnegin el dokumasi hali çok emek verilerek üretildigi için fabrikasyon halidan daha degerlidir.

Empirizm (Deneycilik) : Dogru bilgiye duyu verileri ve deneyle ulasilabilecegini savunan akimdir. Insan aklinda dogustan bilgi olmadigini ve bilgiye dis dünyadan gelen deney verileri ile ulasilabilecegini ileri sürer. Bilginin kaynagi deneydir. Empirizm deneye dayanan fizigi temel alir. Empirizmin ilk örnekleri ilkçagda Epiküros’ta görülür. Ona gör bütün bilgilerin ilk kaynagi duyudur.

Endogami (içerden evlilik) : Seçilen esin akraba grubu içinden olmasi durumudur.

Endüstri (Sanayi) Psikolojisi : Üretimde verimi artirmak amaciyla, insan emeginin daha üretken hale getirilmesi endüstri psikolojisinin konusuna girer.

Enflasyon : Mal ve hizmetlerin fiyatlarinin yükselmesi sonucu paranin satin alma gücünün düsmesidir. Enflasyonun nedeni, dis satimin (ihracatin) az, dis alimin (ithalatin) çok, üretimin az, tüketimin çok olmasi yani bütçe açigidir. Bir devlet ürettiginden çok tüketiyorsa, sattigindan çok aliyorsa enflasyon yasar.

Engellenme : Elde etmek istedigimiz bir nesneye, ulasmak istedigimiz belirli bir amaca varmamiz engellendiginde ya da bir gereksinmemizin giderilmesi önlendiginde, duydugumuz olumsuz duyguya engellenme denir.

Entüisyonizm (Sezgicilik) : Kesin ve degismez bilgilere sezgi araciligi ile ulasilabilecegini savunan akim enstüisyonizmdir.

F

Farklilasma Esigi :
Bir uyaricida fark edilebilen, en küçük siddet degismesidir. Yani, ayni türden iki uyaricida siddet farkinin ayirt edildigi ilk noktadir. Örnegin : Iki kirmizi isigin birbirinden ayit edilebilmesi için, dalga boylarinda belirli bir miktar fark olmalidir.

Fayda : Mal ve hizmetin degerini kullanana sagladigi fayda belirleyebilir. Örnegin, araba, ev insanlarin yasamlarini kolaylastirdigi için degerlidir.

Felsefe Açisindan Ahlak : Insan davranislarini iyi ya da kötü olarak nitelendiren yaptirim gücünü agirlikli olarak bireyin vicdanindan alan kurallara ahlak denir. Ahlak felsefesi (etik) ise ahlak alanini yöneten degerlerin neler oldugunu, özünü ve temellerini arastiran ahlaki eylemlerin ölçütlerini koyan özel bir felsefe alanidir.

Felsefe Bilgisi : Özne (sübje) nin, evreni, insani, evrende insanin yeri ve kaderini salt düsünce temelinde sistemli olarak açiklama ve yorumlama çabasina felsefi bilgi denir.

Fenomenoloji (Görüngübilim) : Fenomenoloji, pozitivizmin duyusal verileri yani olgulari ön plana çikaran anlayisina karsi “genel objeler” in ruhsal (tinsel) olarak kavranabilecegi anlayisini ortaya koyar. Görünenler (fenomenler) içinde bulunan “öz” dogru bilgidir ve bu “öz” ancak bilinçle kavranir.

Fiyat (Eder) : Mal ve hizmetlerin birim para insinden degerine fiyat denir. Mal ve hizmetlerin degeri fiyata göre belirlenir. Mal ve hizmetlerin fiyatlari piyasalarda olusur. Piyasalar alici ve saticilarin karsi karsiya geldigi yerlerdir.

Fizik Antropoloji : Insanin biyolojik yapisinda meydana gelen degismeleri, irklarin kökenini inceler.

Fiziksel (nesnel) Engeller : Bireyin amacina ulasmasini engelleyen yagmur, kar, uzaklik, yangin gibi fiziksel nesne ve olaylara fiziksel (nesnel) engeller denir.

Fiziksel Illüzyon : Ortamdaki uyaricinin fiziksel ya da fizyolojik nedenlerden dolayi her insan tarafindan ayni sekilde yanlis algilanmasidir.

Fizyolojik Güdüler : Organizmanin yasami sürdürebilmek için gidermek zorunda oldugu temel gereksinimlerden kaynaklanan güdülere fizyolojik güdüler denir.

Fobik Nevroz : Gerçekte hiçbir tehlike olmadigi halde mantik disi duyulan korkulardir. Örnegin, yükseklikten, kapali yerlerde kalmaktan, asansörden, kalabaliktan, karsi cinsten korkmak fobik nevroz örnekleridir.

G

Geçmis Yasam Deneyimleri :
Geçmiste yasadigimiz olay ya da olaylar, ilgili nesnelerin bellekte biraktigi izler, yeni algilamalarimizi etkiler. (kosullanma-telkin)

Gelenek : Bir toplumun, yüzyillar öncesinden kendi içerisinde dogan, kusaktan kusaga geçerek özel bir bag olusturan davranis kurallaridir. Bunlara örf ve adetler veya töre de denir.

Gelisim Psikolojisi : Gelisim psikolojisi, yasa bagli davranis degisikliklerini inceler. Çocukken büyük bir dikkatle ve keyifle izlenen çizgi filmler büyüyünce ilgi çekici olmaktan çikabilir. Gelisim psikolojisi çocuk psikolojisi ve yetiskin psikolojisi olmak üzere ikiye ayrilir.

Genelleme : Birbirine benzeyen varliklari ortak özellikleriyle düsünmektir. Örnegin, köpek kavrami sayesinde her gördügümüz köpegi tek tek incelemeden (tüyleri olduguna, havladigini, et yedigini, sadik oldugunu) diger köpeklerle ayni ortak özelliklere sahip oldugunu biliriz.

Genel Uyarilmislik Hali ve Kaygi : Kisinin bilincinin açik ve tamamen uyanik olmasina, enerjisini yapacagi ise verebilmesine genel uyarilmis hali denir. Herhangi bir ögrenmenin yapilabilmesi için bireyin enerjisini yaptigi is üzerinde yogunlastirmasi gerekir. Ekrandaki bu metni okurken, ayni zamanda gitmeyi düsündügünüz tiyatroya, kimlerle gideceginizi tasarliyorsaniz büyük olasilikla ögrenme gerçeklesmeyecektir.

Gerçeklik : Insan bilincinden bagimsiz olarak var olanlardir. Gerçeklik varligin bir özelligi baska bir deyisle var olus tarzidir.

Gereksinim (Ihtiyaç) :
Organizmada herhangi bir eksikligin hissedilmesidir.

Geriye Ket Vurma : Yeni ögrenilen bilgilerin önceki ögrenilenleri unutturmasidir. Örnegin, matematik dersinden ögrendiginiz pratik çözüm yolu uzun ispatlara dayali eski bilgilerinizi unutturabilir.

Gestalt Tedavisi : Gestalt terapisinin amaci, insanlarin kendileri ile ilgili bütün yönlerin farkinda olmalarini kolaylastirarak, kendilerine saygi, bagimsizlik ile kararlarinin ve seçimlerinin sorumlulugunu üstlenebilmelerini saglamaktir.

Girisim : Üretim faaliyetlerini planlayan, düzenleyen ve örgütleyen beyin gücüdür.

Görgü kurallari : Insanlarin birbirleri ile olan iliskilerinde saygiyi, sevgiyi ve hosgörüyü esas alan kurallardir.

Görüsme (Mülakat) : Incelenen insanin, duygu, düsünce, davranis ve tutumlarini saptamak amaci ile yüz yüze yapilan sözlü söylesidir. Güvenilir bir görüsme için görüsmecinin alaninda uzman olmasi, ortamin ve görüsme süresinin, görüsülen insani olumlu ya da olumsuz yönde etkilemeyecek biçimde düzenlenmesi gereklidir.

Gözlem : Olaylari kendiliginden olusan olusum biçimleri içinde amaçli ve sistemli olarak izlemek ve kaydetmektir. Sosyolojide, toplumsal yasamla ilgili olaylari olusum kosullari içinde amaçli ve sistemli bir biçimde izlemek ve kaydetmektir.

Güçler Ayriligi Ilkesi : Demokrasilerde, kisi hak ve özgürlüklerinin güvence altina alinmasi amaci ile yasam, yürütme, yargi güçleri ayri organlarca kullanilir. Demokrasilerde yasama gücünü parlamento, yürütme gücünü hükümet, yargi gücünü bagimsiz mahkemeler kullanir. Bu güçler arasindaki iliskilerin sinirlari yasalarca belirlenmis ve özellikle yasam ve yürütmenin (parlamento ve hükümetin) yargiya müdahalesi olabildigince azalmistir.

Güdü : Organizmanin, gereksinimini karsilamak üzere bir davranisi yapmaya istekli duruma gelmesidir.

Güdülenme : Hayvan ya da insanda organizmayi belirli bir amaca yönelik davranisa iten sürecin tümüne güdülenme denir.

H

Halk :
Devletin üzerinde egemenlik hakkini kullanip yönettigi insanlardir.

Halüsinasyon (Sanri) : Ortamda olmayan uyaricilarin varmis gibi algilanmasidir.

Hatirlama : Kisilerin, nesnelerin, olaylarin, yasam deneyimlerinin, ögrenilen bilgilerin istenildiginde bellekte yeniden canlandirilmasidir. Hatirlama, bellegin tanimadan daha ileri ve üst düzeydeki bir islevidir.

Hayal kirikligi : Engellenmislik duygusunun çok siddetli bir sekilde yasanmasidir.

Hazirlayici Kurulum (Beklenti) : Olmasini ya da gerçeklesmesini bekledigimiz bir olay algilamayi etkiler. Birey neye hazirlaniyorsa, neyi bekliyorsa, onu algilama egilimindedir. Bu duruma da hazirlayici kurulum denir.

Hedonizm : Insanin haz duydugu seylerle mutlu olabilecegini savunur. Haz duyulan seyler öznel oldugundan evrensel bir ahlak yasasindan söz edilemez. Bu görüs, ilkçag düsünürlerinden Aristippos’a göre, “iyi” nin ve “kötü” nün ölçütü hazdir. Haz veren seyler “iyi” , aci veren seyler ise “kötü” dür. Epiküros’a göre ise insan acidan kaçarak ve hazza yönelerek mutlu olur.

Heyecan : Sevinç, korku, kizginlik, üzüntü, kiskançlik, sevgi gibi nedenlerle ortaya çikan güçlü ve geçici duygu dönemine heyecan denir.

Hipnoz : Sözle, bakisla ya da yardimci nesneler kullanarak telkinle olusturulan yapay uyku halidir. Hipnoz görünüste uykuya benzeyen, ancak kisinin, hipnozu yapanin etki ve telkinlerine açik, çevrenin etkilerine karsi kapali oldugu bir durumdur.

Hipokondriyasis : Hastalik hastaligi. Saglikla ilgili asiri kaygi ve kuruntu durumu söz konusudur. Birey duydugu hastalik belirtilerinin kendisinde de oldugunu zanneder. Kisi, hastalik hastasidir.

Histerik nevroz : Aci veren duygu yüklü bir düsüncenin baski sonucunda bedensel islev kayiplarina neden olmasidir. Kisinin hiç bir organik bozuklugu olmadigi halde, organlarinda islev kayiplari ortaya çikabilir. Örnegin, kisinin aci çektigi bir düsüncesi nedeniyle sagir olmasi histerik nevroz örnegidir.

Hizmet : Insanlarin sosyal ve kültürel ihtiyaçlarini karsilayan islere hizmet denir. Hizmetler ikincil ihtiyaçlarin karsilanmasina yöneliktir. Hizmet, turizm, adalet, ulasim, egitim, saglik, sanat, spor gibi alanlarda insanlarin ihtiyaçlarini karsilar.

Homeostasis (Dengeleme) : Organizmanin iç dengesini kendi çabasiyla korumasina homeostasis denir. Bir baska deyisle, yetersiz ya da asiri uyarilma durumlarinda organizmanin çevreye uyum gücünü kendi çabasiyla korumasina homeostasis denir.

Hukuk : Bireylerin birbirleriyle ve toplum ile olan iliskilerini düzenleyen ve devlet gücünün destegindeki yaptirimlarla uyulmasi zorunlu duruma getirilen kurallar bütünüdür.

Hukuk Devleti : Insan haklari ve kisi hak ve özgürlüklerine dayanan evrensel hukuk kurallarina göre yapilan yasalarin, yönetim görevini üstlenen kisi ve organlari da bagladigi devlettir. Hukuk devleti “hukukun üstünlügü” ilkesine dayanir.

Huy (Mizaç) : Kisiligin dogustan gelen, genelde fizyolojik kaynakli ve kolay kolay degismeyen yanidir. Örnegin, içe dönüklük, karamsarlik, sinirlilik, heyecanlilik, disa dönüklük gibi kisilik özellikleri huyu anlatir. “Can çikar, huy çikmaz”, “Huylu huyundan vaz geçmez” gibi atasözleri, huyun ne denli zor degisebilecegini ifade eder.

Hükümet : Parlamento tarafindan onaylanan ve yürütme islevini gören organ hükümettir. Yani hükümet, devletin kullandigi yasama, yürütme, yargi yetkilerinden yürütme yetkisini kullanan organdir.
Demokrasilerde hükümet, basbakan ve bakanlar kurulundan olusur ve yaptiklari çalismalar parlamento tarafindan denetlenir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumarsiv.biz
baby_devil
Site Admini

Site Admini
baby_devil


Kadın Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 4988
Yaş Yaş : 38

Nerden Nerden : İstanbul
Lakap Lakap : Şeytan
Ruh Hali Ruh Hali : Felsefe Terimler Sozlugu Nerdey10
Burç Burç : Felsefe Terimler Sozlugu 4170a
İfade İfade : Felsefe Terimler Sozlugu Affraid
Aktiflik Aktiflik : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1112
Tecrübe Tecrübe : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1113
Paylaşım Paylaşım : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1114
Uyarı Uyarı :
Felsefe Terimler Sozlugu Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Felsefe Terimler Sozlugu Right_bar_bleue

Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 08/02/08

Felsefe Terimler Sozlugu Empty
MesajKonu: Geri: Felsefe Terimler Sozlugu   Felsefe Terimler Sozlugu Icon_minitime3/24/2008, 22:55

I

Ibadet :
Tanri’ya inananlarin Tanri’nin buyruklarina uygun olarak yaptiklari tapinmalardir.

Iç Gözlem (Içe Bakis) : Bir uyaricinin etkisiyle bireyin yasadigi duygulari kendi agzindan anlatmasidir.

Içgüdü : Ögrenilmeden yapilan, niçin yapildiginin bilincinde olunmayan, türün tüm bireylerinde bulunan kalitsal davranislara içgüdü denir.

Idealizm : Gerçekte var olan düsünce ve ruhtur. Madde, düsünce ve ruhun ürünüdür.

Idiot (*****) : Yaklasik 0 – 19 zeka bölümüne sahip insanlardir. Bunlar sürekli bakima muhtaçtirlar. Kendi baslarina hiçbir gereksinimlerini karsilayamazlar. Ileri yaslarda bile yaklasik 1 – 2 yas grubundaki çocuklarin düzeyinde davranirlar.

Iktidar : Devletin yasama, yürütme ve yargi yetkilerini kullanan yöneticilerdir.

Ileriye Ket Vurma :
Eski ögrenilen bilgilerin yeni ögrenilenleri unutturmasidir. Örnegin, arkadasinizin eski telefon numarasi yeni ögrendiginiz telefon numarasini unutturabilir.

Illüzyon (Yanilsama) : Ortamda var olan uyarici kaynagin (nesne ya da olaylarin) oldugundan farkli algilanmasidir.

Iman : Tanri’nin buyruklarina kayitsiz kosulsuz inanilmasidir.

Imgeleme : Düsünülen durum ya da olayin imgesinin (hayalinin – görüntüsünün) zihinde canlandirilmasidir. Örnegin, çalisma odanizi düzenlemeyi düsündügünüzde çalisma masanizin, kitapliginizin önce nerede daha iyi duracagini gözünüzün önüne getirir, sonra yerlerini degistirirsiniz. Bazi kisiler ise gördükleri durum ve nesneleri oldugu gibi tüm ayrintilariyla zihinlerinde canlandirabilirler. Buna fotografsi imgeleme denir. Imgeleme, kavramlardan olusan önermelerden farkli olarak somut bir nesneyi zihinde canlandirmaktir. Yani köpekleri degil “Karabas” i zihinde canlandirmaktir.

Immoralizm : Ahlakin dislandigi bu felsefi anlayisin en önemli temsilcisi Friedrich Nietzsche’dir. Nietzsche’ye göre iki tür ahlak anlayisi vardir. Her seye boyun egen, zamaninin ahlak anlayisina körü körüne inanan “sürü insan” in ahlaki “köle ahlaki” dir. “Güç iradesi” ni simgeleyen “üst insan”, “köle ahlakini” yikip yerine “efendi ahlaki” ni koymalidir. “Iyi” ve “kötü” ile ugrasmak yerine “güce” dayanan bir ahlak anlayisi olusturulmalidir.

Indeterminizm : Bu görüse göre, insan ahlaki eylemleri ile ilgili kararlari özgürce belirler.

Isleve Takilma : Nesneleri belli islevlerinin disinda kullanmamak. Örnegin, su motoru su pompalamak için kullanilir. Ancak, Anadolu’nun birçok yerinde su motorundan traktör kadar hiz yapan “tak tak” adli bir tasim araci gelistirilmistir. Bunu ilk yapan usta, su motorunun belli islevine (su pompalama) takilmadigindan yaratici düsünmeyi ortaya koyabilmistir.

K

Kalite :
Bir malin ihtiyaci gideren mallara göre daha kullanisli olmasidir.

Kapitalist Devlet : Üretim araçlarinin (fabrika, tarla, maden ocagi, is atölyesi gibi) mülkiyet hakkinin kisi ya da kisilerin elinde bulundugu, dolayisi ile üretimde kisi ya da kisilerin olusturdugu kurumlarin öncelikle etkili oldugu devlet biçimidir.

Karakter : Kisiligin, topluma ve toplumsal deger yargilarina, toplumun da bireye verilmis oldugu degere göre ortaya çikan yanidir. Özellikle de içinde yasanilan toplumun deger yargilarindan, egitim anlayisindan, sosyo-ekonomik özelliklerinden etkilenerek biçimlenir. Örnegin, dürüstlük, yalancilik, yardimseverlik, yurtseverlik, zalimlik agirlikli olarak karakter özellikleridir.

Karma Ekonominin Egemen Oldugu Devlet : Hem devletin hem de kisilerin üretim araçlari üzerinde mülkiyet hakkinin bulundugu devlettir. Karma devlette genelde ihtiyacin oldugu yerde devlet, karin oldugu yerde özel girisim (tesebbüs) üretimde egemendir.

Kavram : Herhangi bir tür nesne ya da belli bir tür olayin ortak özelliklerinin bir ad altinda toplanmasidir. Kavramlar zihnin soyutlama ve genelleme yetenekleriyle elde edilir. Nesnelerin ve yasanmis olaylarin izleri önce bireysel ve somuttur.

Kaygi : Üzüntü, sikinti, korku, basarisizlik gibi heyecan olusumlarinin kaynagi bilinmeden uzun süreli yasanmasina kaygi adi verilir.

Kisa Süreli Bellek : Bilgileri tutma süresi 30 saniyeden daha kisa olan bellektir. Kisa süreli bellegin depolama kapasitesi 7± 2 birim ya da kümedir. Yani kisa süreli bellekte en fazla 9 birimlik bilgi tutulabilir. 9 birimden sonra bilgiler bellekte daha önceden bulunan bir birimi disari atar.

Kiyas : Verilen önermelere dayanarak zihnin sonuç çikartma islemine kiyas denir. Kiyas genelde tümdengelimin özel bir biçimi olarak kabul edilir. Örnegin ; Bütün insanlar ölümlüdür. Ali insandir. O halde Ali ölümlüdür.

Kimlik Bunalimi :
Bireyin özellikle ergenlik döneminde kendi kimligini olusturmak için verdigi mücadeledir.

Kimlik Kargasasi : Kimlik bunaliminin uzun sürmesi sonucu gencin düsünce, duygu, davranis ve tutumlarinda kendine özgü bir yol çizememesidir. Ne olacagini, kim oldugunu, nelere inanmasi gerektigini belirlemeyen genç kimlik kargasasi yasar.

Kisiden kaynaklanan engeller : Bu engelleme türünde bireyde engellenmislik duygusu yaratan neden, yine bireyin gerçekçi olmayan beklentilerinden dogar. Örnegin, kisa boylu oldugu halde profesyonel basketbolcu olmak isteyen genç, amacina ulasamayinca kendini engellenme duygusuna kaptirir.

Kisilik : Bir insani diger insanlardan ayirip kendine özgü kilan bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerinin bütünüdür. Kisiligin kökeninde, insanlari birbirlerinden ayiran duygu, düsünce ve davranislardaki benzerlik ve farkliliklar vardir.

Kleptomani (çalma hastaligi) : Hiçbir nesnel gereksinme söz konusu olmadigi halde kisinin çalma zorunlulugu duymasi.

Klinik Psikolojisi : Davranis bozukluklarinin tani (teshis) ve tedavileri ile ilgilenir. Zeka, kisilik, akil sagligi sorunlari olan, bu yüzden çevreye uyum zorlugu çeken insanlarin tani ve tedavisi için teknikler gelistirir.

Klinik Yöntem : Davranis bozukluklarinin tanisi (teshisi) için uygulanan yöntemdir. Bu yöntem genel olarak su teknikleri kullanmayi gerektirir.

Kompülsiyon : Davranislarda ortaya çikan takintilardir. Örnegin, yoldaki çizgilere, karelere basarak yürümek kompülsif bir davranistir.

Korelasyon (Baginti) : Iki degisken arasindaki iliski miktarina korelasyon denir. Üç temel korelasyon biçimi vardir.

Korelasyon Katsayisi : +1, -1, 0 korelasyon katsayilari tam ve mükemmel bagintinin ifadesidir.

Kritisizm (Elestiricilik) : Kristizm, bilgi teorisine akli inceleyerek yaklasmaya çalisir. Bunun için de bilgiyi saglamada aklin rolünü ve deneyin rolünü ayri ayri ele alarak rasyonalizmle empirizmi uzlastirmak ister.

Kutsal : Kisilerin, nesnelerin ya da yerlerin yücelestirilmesi ve degerlerinin Tanrisallastirilmasidir.

Kültür : Insanligin maddi ve manevi anlamda yapip ettigi her seye kültür denir.

Kültürel Antropoloji : Tarim, hayvancilik türleri gibi kültürel özellikleri; inanç, gelenek, görenek gibi kültürel kaliplari; araç, gereç, sanat ve bilgiler gibi kültürel ürünleri konu edinir.

L

Laik Devlet : Laik devlet yönetiminde dinsel kurum ve kurallar dayanak alinmaz. Devlet, tüm din ve mezheplerin ayin ve ibadetlerinin özgürce yerine getirebilmelerinin güvencesidir.

Laiklik : Toplumsal kurumlarin isleyis ve düzenlemelerinin dinsel kurallara dayanmadan yapilmasina laiklik denir.

Lavirat : Esi ölen kadinin, kocasinin kardesiyle evlenmesidir. Bu evlilik biçiminde kadinin kocasindan düsen mirasi alip baba evine gitmesi, dul kadina toplumun iyi gözle bakmamasi, kadinin aileden ayrilmasi durumunda çocuklardan ayrilmasi ve kadinin aileden ayrilmasi durumunda ailenin sirlarini disariya duyurmasi kaygilari etken olmustur.

M

Maliyet Enflasyonu :
Bir malin üretimi sirasindaki girdilerin fiyatlarin yükselmesi malin fiyatini yükseltir. Örnegin, üretim sirasinda, hammadde girdilerinin, isçilik masraflarinin artmasi satis fiyatinin artmasina yol açar.

Manizm : Dogaüstü ve gizli güçlerin bazi insanlarda bulunduguna inanilan din anlayisidir.

Mantik : Dogru bilgiye ulasmak için düsünceler arasindaki iliski ve düzeni yöneten ilke ve yasalari saptayan alan mantik (lojik) tir. Mantik dogru düsünmenin kurallarini koyar, ilkelerini saptar. Bilgi kurami, bilginin objesi ile uygunlugunu temellendirirken mantigin kural ve ilkelerine dayanir.

Mantik : Dogru düsünmenin kurallarini koyan disiplindir. Dogru düsünme, kendini akil yürütmede, verilen yargilardan sonuç çikartmada gösterir. Yargi (önerme) ve akil yürütme (çikarim) mantigin temel kavramlaridir. Yarginin dayandigi dogru, bilgi dogrusudur. “Su kalem siyahtir.” yargisinda, kalemle onun siyah olup olmadiginin uygunlugu bilgi dogrusu ile saptanir. Yargilara dayanarak sonuç çikartmak ise mantik (akil) dogrusudur.

Materyalizm : Gerçekten var olan maddedir. Düsünce ve ruh maddenin ürünüdür.

Materyalizm : Idealizmin tam tersine düsünceyi (ideayi) maddenin bir sonucu olarak görür. Madde düsünceden bagimsiz olarak vardir ve bütün varliklar maddeden türemistir. Ilk Çag doga filozoflarindan Demokritos’a göre, evrenin ana maddesi maddi nitelikteki küçük atomlardir. Düsünce ve ruhsal olaylar atomlarin bos mekandaki hareketlerinin sonucudur. Epikuros da Demokritos gibi “atom” u evrenin ana maddesi kabul eder. Yeni Çag materyalizminin öncülügünü Thomas Hobbes yapar. Hobbes, dünyadaki tüm olaylari mekanik hareketler çerçevesinde maddi hareketler olarak görür. La Mettrie’ye göre ruhsal faaliyetlerin kaynagi maddi bedendir. Insan ve hayvan arasinda mekanik faaliyetler açisindan özde bir fark yoktur. Insan da hayvan da birer makinedir. Insan, doga üstü bir varlik tarafindan yaratilmamistir.

Matrilokal : Aile, kadinin evinde kuruluyorsa, bu evlilik biçimi matrilokaldir. Erkek evlilik sonucu kadinin evine gelir ya da çocuklar kadinin yaninda kalirlar. Anaerkil ailede de gördügümüz gibi ilkel toplumlarda erkek kadinin ailesiyle oturmaz ama çocuklar kadinin yaninda ve sorumlulugundadir.

Mazosizm : Kendine aci verdirerek cinsel doyum saglama tutkusu ve eylemi olarak kendini gösteren bir cinsel sapiklik (paraphilia) tir. Bir kisilik bozuklugu olarak da görülür. Freud’a göre kisinin yikici ya da yok edici egilimlerini kendi benligine yöneltmesi.

Meal : Tercümeden biraz daha genis olarak yapilan çevirilerdir.

Meditasyon : Beden üzerinde ruhsal denetim saglayarak gerginlikten ve kaygidan kurtulmaya meditasyon denir. Meditasyon sirasinda kisi, kaslarin gerginligini, solunum gibi bedensel islevleri belirli ölçüde denetim altinda tutar.

Mekan Algisi : [/b]Gözleyenin, belirli bir nesnenin yön, büyüklük, biçim, uzaklik gibi özellikleri üzerine duyu organlari yoluyla edindigi algiya denir.

Mekanik Zeka :
Araç, gereç ve makineleri yapip kullanmada kendini gösterir. Çocukluk yillarinda kendini gösteren bu zeka, bozulan bir oyuncagi tamir ederken, yap-boz türü oyuncaklarla ugrasirken yogun biçimde kullanilir.

Mekanizm : Evrende her sey nedensellik ilkesine göre olusmustur.

Metafizik : Doga üstü konulari ele alan, bunlari akil yoluyla açiklamaya çalisan, evren ve insanla ilgili kanitlanmasi ve çürütülmesi mümkün olmayan yorumlar getiren felsefe alani metafiziktir.

Millet : Belli bir toprak üzerinde yasayan, ortak tarih ve ülküleri benimseyen insanlarin olusturdugu topluma millet denir.

Monarsi : Tek kisinin hakimiyetine dayanan devlet seklidir. Yasama, yürütme ve yargi yetkileri tek kiside toplanir.

Monogami (tek esle evlilik) : Bir kadinin ya da erkegin ayni anda tek esle evlilik yapmasidir. Dünyada en yaygin görülen evlilik biçimidir.

Monografi : Aile, köy gibi küçük gruplarin ya da bir örnek olayin tüm degiskenleriyle derinlemesine bir sekilde incelenmesidir.

Monoteizm (Tek tanricilik) : Tek ve soyut bir tanriya inanilan din anlayisidir. Müslümanlik ve Hiristiyanlik gibi dinler Orta Çag feodal toplumlarinda dogup yayginlasmistir.

Moron (Debil-Ahmak) : Zeka bölümü yaklasik 50 – 69 dolayinda olanlardir. Okuma – yazma ögrenebilir, basit matematik islemleri yapabilirler. Soyut düsünmenin gerekli olmadigi kolay islerle ugrasabilir, basit beceriler gelistirebilirler. Yaklasik 10 – 12 yaslarindaki çocuklarin davranislarini gösterirler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumarsiv.biz
baby_devil
Site Admini

Site Admini
baby_devil


Kadın Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 4988
Yaş Yaş : 38

Nerden Nerden : İstanbul
Lakap Lakap : Şeytan
Ruh Hali Ruh Hali : Felsefe Terimler Sozlugu Nerdey10
Burç Burç : Felsefe Terimler Sozlugu 4170a
İfade İfade : Felsefe Terimler Sozlugu Affraid
Aktiflik Aktiflik : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1112
Tecrübe Tecrübe : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1113
Paylaşım Paylaşım : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1114
Uyarı Uyarı :
Felsefe Terimler Sozlugu Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Felsefe Terimler Sozlugu Right_bar_bleue

Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 08/02/08

Felsefe Terimler Sozlugu Empty
MesajKonu: Geri: Felsefe Terimler Sozlugu   Felsefe Terimler Sozlugu Icon_minitime3/24/2008, 22:55

N

Naturizm :
Dogal varliklarin ve olaylarin kutsallastigi din anlayisidir. Tarimin insan yasaminda önem kazanmasi ile tarimsal üretimi yöneten dogal olaylar kutsallasmistir.

Negatif (Olumsuz) Korelasyon : Iki degisken arasinda biri artarken digeri azalan ters orantili bir iliski varsa korelasyon negatiftir.

Neolokal : Evlilik sonucu kadin ve erkek kendi ailelerinden ayrilarak ayri bir yerde yeni bir aile kurarlar.

Nevrotik Bozukluklar (Nevrozlar) : Kisiligin ve uyumun tümünü etkilemeyen, genellikle bunalim ve beden islevleri üzerine yakinmalarla kendini belli eden ruhsal kaynakli hastaliklardir.

Niceleme Mantigi : Önermelerin niceleyicilerini de (her, bazi) sembollestirip niceleyicileri de dikkate alarak denetlemeler yapan mantik alani niceleme mantigidir. Niceleme mantigina yüklemler mantigi da denir. Yüklemler mantigi önermeleri iç yapilari ile sembollestirir.

Nihilizm (Hiççilik) : Nihilizme göre hiçbir varlik gerçekten var degildir ve varligi var olan olarak kabul eden görüslere karsi çikar. Ancak daha genel bakildiginda nihilizm hiçbir deger ve kural tanimayan bir görüstür ve toplumda düzeni saglayan tüm otoriteleri reddeder. Nihilizm bu biçimiyle siyasal anlamda anarsizme temel olusturur.



Normal davranis : Belirli dogal ve toplumsal ortamlarda, distan ve içten gelen belirli siddet ve süredeki uyaranlara, insanin alisilagelen, düzgün, dogru, kurala uygun biçimde cevap verilmesi, tepki göstermesidir.

Nötr Korelasyon : Iki degisken arasinda hiçbir iliski olmamasidir.

Nüfus Baskisi : Geçim kaynaklarinin insanca yasatacagi nüfusun üzerinde nüfus sayisina sahip olan ülkelerde nüfus baskisi yasanir. Nüfus baskisi genelde nüfus patlamasi sonucu yasanir.

Nüfus Bilesimi : Nüfusun yasa, cinsiyete, egitim durumuna, sinifsal konumuna göre oransal dagilimina nüfus bilesimi denir. Nüfus bilesimi toplumsal yasamin anlasilmasinda önemli bir veri olarak degerlendirilir.

Nüfus Hareketliligi : Bir toplumda nüfusun tümünün ya da bir kisminin ekonomik, siyasal, kültürel ve cografi nedenlerle bir yerden bir yere göç etmesidir. Nüfus hareketliligi sosyolojik olarak iç göçler ve dis göçler biçiminde yasanir.

Nüfus Patlamasi :
Bir toplumda beslenme, barinma ve saglik sorunlarinin çözülmesi sonucu çocuk ölüm oranlarinin düsmesi ve ortalama ömrün uzamasi nedeniyle nüfusun beklenenden fazla artmasina nüfus patlamasi denir.

Nüfus Yetersizligi : Ülkede var olan ekonomik ve dogal kaynaklari isletecek kadar nüfus bulunmamasi nüfus yetersizligine yol açar. Nüfus yetersizligi yasayan ülkeler dogurganligi tesvik ederek ve baska ülkelerden nüfus ithal ederek bu olumsuzluga çözüm ararlar.

O

Obsesyon : Düsüncede ortaya çikan takintilardir. Örnegin, bir annenin sürekli çocugunun basina kötü seylerin gelecegini düsünmesi obsesyondur.

Oligarsi : Hakimiyetin bir gruba veya bir sinifa ait oldugu devlet yönetim sekli.

Olumlu Transfer (pozitif transfer) : Önceki örenilenlerin yeni ögrenmeyi olumlu yönde etkilemesidir. Örnegin, bir otomobili kullanmayi ögrenen bir kisi baska otomobilleri de kullanabilir.

Olumsuz Transfer (negatif transfer) : Önceki ögrenilenlerin yeni ögrenmeleri olumsuz yönde etkilemesidir. Örnegin daha önceden ögrenilmis yanlis yabanci dil bilgileri, konuyla ilgili ögrenmeleri zorlastirir.

Ontoloji : Varlikla ilgili sorunlarin tartisildigi metafizik alani ontolojidir.

Otodeterminizm : Determinizm ve indeterminizm arasinda uzlasma saglamaya çalisan görüstür. Kant’ta ifadesini bulan bu görüse göre, insan kendi iradesi ile ahlak yasalarini özgürce belirler. Bu nedenle ahlak yasalari insanin disinda konulan ve uyulmasi istenen yasalar degildir. Insan, kendi özgür iradesiyle belirledigi genel geçer ahlak yasalarina yine kendisi uyar.

Otokratik Devlet : Yasama, yürütme, yargi güçlerini kisi ya da kisiler kullanir. Otokratik devlette yönetici ya da yöneticiler kararlari yukardan alirlar ve halka dayatirlar. Halkin yönetime katilma yetkisi ve hakki yoktur.

Ö

Ögretim :
Belli bir amaca ulasabilmek için önceden tespit edilen bilgilerin kisiye kazandirilmasina ögretim denir.

Önerme : Yargi bildiren deyislere önerme denir. Yargi ise iki fikir arasinda iliski kurmaktir. Önerme dogru ya da yanlis gibi bir dogruluk degerine sahip olmalidir.

Ön Hazirlik : Gözlemlerle ve yapilan ön arastirmalarla konuyu tanimak ve betimlemektir.

P

Panteizm (Tüm tanricilik) :
Panteizm, Tanri ve evreni bir gören, özdes gören anlayistir. Bu görüs, Tanri’yi doganin disinda düsünmez.

Para : Mal ve hizmetlerin fiyatini belirleyen degisim araci ve deger ölçüsü olarak kullanilan kiymetli kagit ya da madenlere para denir.

Paranoya : Bu tür düsünce bozuklugu gösterenlerde büyüklük, üstünlük, zenginlik, ask, icat, kesif, düsmanlik, kiskançlik gibi konularda gerçekle iliskisi olmayan düsünceler vardir. Hasta, halüsinasyon görmez ancak; büyüklük, kötülük görme, asik olma gibi hayaller görür.

Parlamento : Halkin oyu ile seçilen ve yasam gücünü kullanan milletvekillerinin olusturdugu meclistir. Parlamentonun temel görevi yasa yapmak, yasa degistirmek, islevini yitiren yasalari yürürlükten kaldirmaktir. Bunun yani sira parlamento, hükümetleri olusturur ve çalismalarini denetler, yaptigi bütçe ile devletin parasini harcama yetkisini hükümete verir.

Patrilokal : Evlilik sonucu kadin erkegin evine gelir ve aile erkegin evinde kurulur.

Peygamber : Tanri’nin, buyruklarini insanlara iletmek üzere seçtigi kisidir.

Poligami (çok esle evlilik) : Bir erkegin birden çok kadinla ya da bir kadinin birden çok esle ayni anda evli olmasidir.

Politeizm (Çok tanricilik) :
Farkli dinlere inanan gruplarin bir arada yasamasi sonucu olusan tüm toplumsal gruplarda site devletlerinde agirlikli olarak görülür.

Pozitif (Olumlu) Korelasyon : Iki degisken arasinda birlikte artan ya da birlikte azalan dogru orantili bir iliski varsa korelasyon pozitiftir.

Pozitivizm (Olguculuk) : Doga bilimlerinin hizli bir biçimde gelistigi 19. yüzyilda dogmustur. Felsefi sistemler yasadiklari çagin özelliklerinden etkilenerek biçimlenir. Pozitivizm de 19. yüzyila damgasini vuran doga bilimlerinden etkilenerek dogmustur. Pozitivizm ancak duyu verilerine ve deneye dayanan olgusal dünyanin bilinebilecegini ve bu bilgiye de bilim araciligi ile ulasilabilecegini savunur.

Pragmatizm (Faydacilik) : Bilgiye fayda açisindan yaklasan pragmatizm bir yasam felsefesidir. Amerika Birlesik Devletleri’nde dogan bu akim, felsefi bir akim olmanin ötesinde genis halk kitlelerinin yasam biçimine dönüsmüstür. Temeli Ilkçag filozoflarindan sofistlere kadar inen pragmatizm bilgiyi faydaya dayandirir. Pragmatizme göre, ne ki faydalidir o bilgidir, ne ki bilgidir o faydalidir.

Problem Çözme : Birçok durumda düsünme, problem çözmeye yöneliktir. Kisinin bir amaca, hedefe ulasmaya çalisirken bir engellemeyle karsilasmasina ya da karsilastigi zorlugu asamamasina problem denir. Problem çözümüne yönelik olarak düsünmenin olabilmesi için öncelikle karsilasilan engelleme durumunun kisi tarafindan problem olarak algilanmasi gerekir.

Psikoloji : Insanlarin duyumsal (görme, tad alma, vb.) duygusal, davranissal, bilissel (zihinsel) özelliklerini inceler. Baska bir deyisle psikoloji insan dogasini inceleyen bir bilimdir.

Psikoloji Illüzyon : Ortamdaki uyaricinin bireyin kaygi ve korkularina bagli olarak yanlis algilanmasidir.

Psikometrik Psikoloji : Psikolojinin sonuçlarini testler, anketler araciligi ile sayisallastirmak, psikolojide kullanilmak üzere ölçüm araçlarinin gelistirilmesini saglamak, böylece psikolojinin sonuçlarini daha somut, açik, kisa bir biçimde ifade etmek, psikometrinin konusuna girer.

R

Rasyonalizm (Akilcilik) : Rasyonalizme göre, zorunlu, kesin ve genel geçer bilgilere ancak akilla ulasilir. O halde dogru bilginin kaynagi akildir. Duyu organlarinin verileri geçici ve dogrulugu kesin olmayan bilgilerdir ve bu verilere güvenilemez. Felsefe evreni ve insani kavrarken akli kullanarak dogru bilgilere ulasabilir.

Realizm (Gerçekçilik) : Varlik vardir anlayisi realizmdir. Realizm varligin insan bilincinin disinda, insan bilincinden bagimsiz olarak var oldugunu savunur. Realizmle ilgili bir baska tartisma konusu da varligin ne oldugu problemidir.

Refleks : Distan gelen uyaricilar karsisinda aniden gösterilen istem disi tepkilere refleks denir.

Rehberlik ve Danismanlik Psikolojisi : Normal yasamda karsilasilan sorun ve sikintilari, çevreye uyum güçlüklerini ele alan psikoloji dali rehberlik ve danismanlik psikolojisidir. Klinik psikoloji akil hastaligi düzeyindeki davranis bozukluklarini inceler. Rehberlik ve danisma psikolojisi klinik psikolojisinden farkli olarak normal sinirlar içinde kalan sorunlari ele alir.

Rekabet (Yarisma) : Piyasaya ayni mali süren firmalarin mücadelesidir.

Revalüasyon : Bir devletin ulusal parasinin yabanci paralar ve altin karsisinda deger kazanmasidir.

Rüya : Uykuda görülen görsel imgelerdir.

S

Sadizm : Baskalarina eziyet etmek, aci çektirmek tutkusu ve eylemi. Cinsellik de içerebilir. Bir cinsel kimlik ve kisilik sapmasidir.

Safsata (Sofizma) : Yanlis öncüllerden yanlis sonuç çikartmak ya da dogru öncüllerden kiyasin kurallarina uymayarak yanlis sonuç çikartmaktir. Örnek : Bütün büyük futbolcular ünlüdür. Türkan Soray futbolcu degildir. O halde Türkan Soray ünlü degildir. Ya da, Az bulunan seyler kiymetlidir. Kör at az bulunur. O halde kör at kiymetlidir.

Sanat Bilgisi :
Sanatçi özne (sübje) nin, nesnel dünyayi, estetik duygusu olusturacak biçimde kendinden bir seyler katarak yeniden yaratmasiyla sanat bilgisi olusur.

Sayistay : Parlamento bütçe ile devlet adina para harcama yetkisini hükümete verir. Sayistay, hükümetin bu paralari parlamentonun belirledigi alanlara harcayip harcamadigini parlamento adina denetler.

Seçim : Halkin belirli bir süre için kendini yönetecek vekillerini seçmek üzere oy kullanmasina seçim denir. Demokrasilerde seçimler gizli oy, açik sayim ilkesine göre yapilir. Seçimler sonucu çogunlugun yönetim hakki dogar. En çok oyu alan parti ya da partiler iktidar olup kurduklari hükümet araciligi ile yürütme yetkisini kullanirken, diger parti ya da partiler muhalefet görevini üstlenerek hükümet çalismalarini denetler.

Septisizm (Kuskuculuk, Süphecilik) : Kuskucu Pyrhon (Piron), verilen her yarginin çelisigi için de güçlü nedenler oldugunu söyleyerek, hiçbir konuda kesin yargiya varilamayacagini ileri sürer. Duyumcu (Sensüalist) kuskuculardan Sextus Empricus’a göre dogru bilgi olanaksizdir. Çünkü; ayni seyler farkli insanlarda farkli etkiler yapar. Her insan duyu bakimindan farkli yaratilmistir. Algilar, içinde bulundugumuz duruma göre degisir.

Sermaye : Üretimin adedini ve kalitesini artiran üretim araçlari ve hammaddelerdir.

Sessiz Konusma : Düsünme isleminin imgelemede oldugu gibi nesnelerin görüntüleriyle degil, kavramlarin ve sözcüklerin zihinde canlandirilmasiyla yapilmasidir. Davranisçi ruh bilim uzmanlarindan olan Watson’a göre içimizden söyledigimiz (o sözcügü içimizden söylerken farkinda olmadan küçük kas hareketleri de yapariz) bir sözcük baska bir sözcük için uyaran görevi yapar ve bu islem zincirleme olarak devam eder ve düsünme gerçeklesir. Bir davranis bazen sözel olarak düsünülemez motor aliskanlikla “içsel hareket” seklinde zihnimizde canlandirilarak düsünülür.

Simge : Sözcügün, ayni varliga, durum ya da eyleme isaret etmesidir.

Sistematik Gözlem : Arastirmacinin belirli teknikleri kullanarak, gözlem ortamini denetim altina alarak gözlem yapmasidir. Sistematik gözlemde arastirmaci, görüsme ve gözlem çizelgeleri hazirlayabilir, soru kagitlari ve test gibi araçlardan yararlanabilir.

Sivil Toplum : Devlet otoritesi ve kurumlari disinda kendi hak ve özgürlüklerini savunabilen örgütlenmelerdir.

Siyasal Parti : Yurt ve ülke sorunlarini çözmek ve devleti yönetmek için iktidara gelmek amaci ile kurulan örgütlenmelere siyasal parti denir.

Sofizm : Sofist felsefe I.Ö. 5. yüzyilda, doga filozoflarina tepki olarak dogar. Sofistlere göre duyu verileri insanlara göre degistiginden kesin bilgilere ulasmak olanaksizdir. Bu yüzden bilgi görelidir (relatiftir). Protagoras’a göre insan her seyin ölçüsüdür. Gorgias ise “Hiçbir sey yoktur. Olsa bile bilinemez. Bilinse bile baskasina aktarilamaz.” diyerek dogru bilginin olanaksizligini dile getirmistir.

Sororat : Erkegin ölen esinin kardesiyle evlenmesidir. Bu evlilikte de annesiz kalan çocuklara en iyi teyzelerin bakabilecegi mantigi egemendir.

Sosyal Algi : Bireyin içinde yasadigi toplumun etkisi ile kisi, nesne ya da durumlari algilayip tutumlar olusturmasina sosyal algi denir. Örnegin, bir genç sempati duydugu siyasal parti ile ilgili tutumunu ailesinin etkisiyle olusturabilir.

Sosyal Devlet : Demokrasilerde devlet, yurttaslarinin sosyal ve kültürel gereksinimlerini karsilamak zorundadir. Devlet bu görevi yerine getirmek için vergi alir, bütçeden bu etkinlikler için pay ayirir.

Sosyalist Devlet : Üretim araçlarinin mülkiyeti ve kullanma hakki kamu adina devletindir. Devlet, üretimi kamu ihtiyaçlarini temel alarak planlar.

Sosyal Psikoloji : Bireyin grup içinde degisen davranislari ve gruplarin ortak davranislara yönelmelerini arastiran alana sosyal psikoloji denir.

Sosyal ve yasal engeller : Bireyin amacina ulasmasini engelleyen toplumsal degerler ve kanunlara sosyal ve yasal engeller denir.

Sosyal Zeka : Toplumsal çevreye uyum saglamada, insanlarla iyi iliskiler kurmada kendini gösterir. Sosyal zekasini iyi kullanan bir insan çevresinde sevilir, sayilir, lider özellikleri ile sivrilip insanlari etkiler.

Sosyoloji : Toplumsal iliskileri ve bu iliskileri düzenleyen devlet, egitim, ekonomi, din, aile gibi kurumlarin yapilarinda ve görevlerinde (islevlerinde) meydana gelen degismeleri somut kosullari içinde inceleyen bilime sosyoloji denir.

Sosyometri : Küçük gruplarda kimin kimden hoslanip hoslanmadigini saptamaya yarayan bir tekniktir. Sosyometri küçük gruplarda yildiz ve itilen kisileri saptamaya yarar. Testin sonuçlarindan yararlanarak grubun sosyogrami (iliski haritasi) çikartilir.

Soyutlama : Gerçekte ve günlük yasantida nesnelerden ayrilma özelligi olmayan nitelikleri (zihinde) nesneden ayirarak düsünebilmeye soyutlama denir.

Soyut Zeka : Sembol kullanarak düsünme yetenegidir. Çocuklukta pek kendini göstermeyen bu zeka, on iki yas ve sonrasinda agirlikli olarak kendini gösterir.Soyut zeka, gerçekte var olmayan, ancak var olanlar arasindaki iliskilerden zihnin soyutlama ve genelleme gücüyle elde ettigi sembollerle ugrasir.

Sözel Düsünme : Küçük çocuklar sözcükleri kullanmaya baslamadan önce kavramlari kullanmaya baslarlar. Örnegin “masa” sözcügünden önce masa kavrami çocuklarda olusmustur. Konusmaya basladiklarinda ise yaptiklari sey daha önceden ögrendikleri kavramlarla yetiskinlerin kullandigi sözcükler arasinda iliski kurmaktir. Okul egitiminin baslamasiyla beraber kavramsal düsünmenin sözel düsünmeye dönüsmesi hizlanir.

Stres : Organizmanin uyumunu bozan her türlü dis ve iç etkiye stres denir.

Sure : Iki veya daha fazla ayetin bir araya gelmesiyle olusan bölümlere sure adi verilir.

S

Sizofren : Sizofreninin anlami ruhsal yasamda bölünme, parçalanma, yarilmadir. Bu durum, hastanin gerçeklikle olan baglantisini bozar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumarsiv.biz
baby_devil
Site Admini

Site Admini
baby_devil


Kadın Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 4988
Yaş Yaş : 38

Nerden Nerden : İstanbul
Lakap Lakap : Şeytan
Ruh Hali Ruh Hali : Felsefe Terimler Sozlugu Nerdey10
Burç Burç : Felsefe Terimler Sozlugu 4170a
İfade İfade : Felsefe Terimler Sozlugu Affraid
Aktiflik Aktiflik : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1112
Tecrübe Tecrübe : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1113
Paylaşım Paylaşım : Felsefe Terimler Sozlugu Rank1114
Uyarı Uyarı :
Felsefe Terimler Sozlugu Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Felsefe Terimler Sozlugu Right_bar_bleue

Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 08/02/08

Felsefe Terimler Sozlugu Empty
MesajKonu: Geri: Felsefe Terimler Sozlugu   Felsefe Terimler Sozlugu Icon_minitime3/24/2008, 22:56

T

Talep (Istem) :
Alicilarin bir mali isteme derecesidir.

Talep Enflasyonu : Bir mal ya da hizmetin arzi az, talebi çoksa malin fiyati yükselir.

Tanima : Bir uyaricinin, önceden görülüp görülmedigine karar verilmesidir.

Tanri : Evrende öncesiz ve sonrasiz olarak var olan ve her seyi yaratan yüce varliktir.

Taoizm : Nihilizmin bir baska biçimi de Ilk Çagda Çin’de görülen taoizm’dir. Lao-Tse’nin kurdugu taoculuk, gerçegin tüm çesitliligine karsin “bir” (Tao) oldugunu ve bunun adinin, biçiminin, maddesinin, görüntüsünün olmadigini savunur. Aldatici olan dünya varliktan yoksundur.

Tasavvuf : Tasavvuf, insanin sezgi yoluyla, ibadet yoluyla kendinden geçerek Tanri’ya erismesinin ve onla bütünlesmesinin yollarini gösteren bir ögretidir. Tasavvufa göre insan Tanri’ya akil yoluyla degil, gönül yoluyla ulasir. Bu yüzden tasavvuf insanin dinsel anlamda nasil yasamasini isaret eden bir yasam felsefesidir.

Tefsir : Kur’an’daki ayetleri en genis yorumlayan bilim dalidir. Bu isle ugrasanlara Müfessir adi verilir.

Teizm: Evreni ve insani yaratan öncesiz ve sonsuz bir Tanri’nin varligini kabul edip, Tanri’nin ayni zamanda dünya ile sürekli iliski içinde oldugunu kabul eden görüs Teizm’dir. Teizme göre Tanri dünya ile iliskisini dinler araciligi ile kurar.

Tek (Üniter) Devlet : Devletin egemenlik hakkini kullandigi tüm sinirlar içinde ayni yasalar geçerlidir.

Teknik Bilgi : Insanlarin yasamlarini kolaylastiran araç ve gereçlerin yapilmasinin bilgisi teknik bilgidir.

Teknoloji : Üretim araçlarinin gücünü ve etkinligini artirmak için bilimsel buluslarin araç ve gereçlere uygulanmasidir.

Teokratik Devlet : Teokratik devlette yasama, yürütme, yargi yetkilerinin kaynagi tanri, din ve kutsal kitaptir. Teokratik devlette tüm düzenlemeler dinsel normlara uygun olarak yapilir.

Teoloji : Evrende olup biten her seyi tanriya baglayan görüstür.

Teoloji (erekbilim) : Evren bir erege göre olusmustur. Genelde, Tanri’nin evreni bilinçli ve planli bir biçimde yarattigini savunan bir görüstür.

Tepki : Organizmanin uyarimlara verdigi yanittir.

Test : Birden fazla insanin davranislarini karsilastirmak amaci ile uygulanan sistematik ölçme teknigidir. Sözlü ya da yazili olabilen testler zeka, yetenek, kisilik, bilgi, ilgi gibi özellikleri ölçmek için kullanilir.

Toplu (Federal) Devlet :
Devletin yasal egemenliginin bölgelere göre degistigi ancak tüm bölgeler için geçerli merkezi yasalarin da oldugu devlettir. Devlet içinde yer alan devletçikler (federe devletler) kendi yasalarini kendileri yaparlar. Ancak tüm devletçikler ulusal savunma, dis ticaret, dis politika gibi konularda merkezi devlete baglidirlar.

Toplumsal deger yargilari : Toplumun düsünce ve inanislari mal ve hizmetlerin degerlerinin belirlenmesinde etkili olur. Örnegin; Domuz etinin Müslüman toplumlarda ekonomik degeri yoktur.

Toplumsal Güdüler : Insanlarin toplumsal gereksinimlerinin giderilmesine yönelik güdülerdir.

Toplumsal Hareketlilik : Toplumsal tabakalar arasindaki geçiskenlige toplumsal hareketlilik denir.

Toplumsal Kategoriler : Belli özellikleri bakimindan bir arada düsünülen insan topluluguna kategori denir.

Toplumsal Kontrol Mekanizmalari : Toplumda düzeni saglayan kurallarin, toplumda yer alan birey ve gruplari, ortak deger, inanç ve ölçülere uymaya zorlamasidir.

Toplumsal Kurum : Toplumun gereksinmelerinden dogan, toplumsal yapida yer alan norm ve degerleri korumak açisindan zorunlu, nispeten sürekli örgütlenmelere toplumsal kurum denir.

Toplumsallasma (Sosyallesme) : Biyolojik varlik olarak dünyaya gelen insanin, toplumun degerlerini ögrenmesi sürecine toplumsallasma (sosyallesme) denir.

Toplumsal Olay : Insanlar arasi iliskilerden dogan, bir defada olup biten yeri ve zamani belli toplumsal olusumlara toplumsal olay denir. Örnegin, Ahmet ile Ayse’nin evlenmesi, Türkiye’deki 1974 genel seçimi birer toplumsal olaydir.

Toplumsal Olgu : Toplumsal olaylarin tekrar etmesiyle dogan, mekandan ve zamandan bagimsiz kavramlardir. Örnegin, Ahmet ise Ayse’nin evlenmesi bir toplumsal olayken evlilik bir toplumsal olgudur. Türkiye’deki 1974 genel seçimi bir toplumsal olayken seçim bir toplumsal olgudur.

Toplumsal Prestij : Bireyin statülerine toplumun verdigi degere prestij denir. Prestij kavrami, toplumdan topluma ve ayni toplumda zaman içerisinde degisen dinamik bir kavramdir. Örnegin, Cumhuriyetin kurulus yillarinda ögretmenlerin prestiji (sayginligi) yüksekken, günümüzde isletme, maliye, bankacilik gibi meslek gruplarinin prestiji artmistir.

Toplumsal Rol : Toplumun, belirli toplumsal statülerdeki kisilerden, yapmalarini bekledigi davranislara toplumsal rol denir. Örnegin toplum, doktorlardan, giyimlerinden hastalariyla iliskilerine varincaya kadar belirli davranislar bekler. Toplumun bireyden bekledigi rollerle, bireyin gerçeklestirdigi roller arasinda farkliliklar gözlenebilir. Farkli statülerin birbirleriyle olan iliskileri rol pekismesine ya da rol çatismasina neden olabilmektedir.

Toplumsal Statü : Bireyin toplum içinde isgal ettigi mevkie (konum) statü denir. Baska bir deyisle statü, bireye toplum içinde hak ve sorumluluklar yükleyen konumdur (mevkidir). Birey toplum içerisinde birçok statüye sahiptir. Örnegin sizler; ögrenci, kardes, dayi, amca, arkadas, yurttas statülerinden bir kaçina ya da hepsine sahip olabilirsiniz.

Toplumsal Tabakalasma : Toplumda yer alan sinif ve tabakalarin, toplumsal hiyerarside alt, orta, üst diye derecelendirilmesidir.

Toplumsal Yapi : Toplum, üyeleri arasinda is birligi bulunan ve bu isbirligini denetleyen kurallarin bulundugu; cografi bir yeri ve ortak kültür olan; çok ya da az ölçüde kurumlasmis iliskiler bütünüdür.

Toplumsal Yigin : Ayni mekani paylasmalarina karsin aralarinda karsilikli iliskiler bulunmayan insan birikimleridir.

Totemizm : Kutsal sayilan bitki ve hayvanlara tapilan din anlayisidir. Agirlikli olarak ilkel toplumlarda görülür.

Trafik : Yayalarin, hayvanlarin ve araçlarin karayollari üzerindeki hal ve hareketlerine trafik denir.

Transfer : Önceki ögrenilenlerin yeni ögrenmeleri etkilemesine transfer denir.

Tüketim : Mal ve hizmetlerin ihtiyaçlarini gidermek amaciyla kullanilmasidir. Tüketim, bireylerin gelir düzeyi ile dogru orantili fiyatlarla ters orantilidir. Gelir düzeyi arttikça tüketim artar; fiyatlar arttikça tüketim azalir. Gelirin tüketilmeyen bölümüne ise tasarruf denir.

Tüketim mali : Insanlarin ihtiyaçlarini karsilamak üzere dogrudan kullandiklari mallardir. Kisa sürede kullanip yok ettigimiz mallar dayaniksiz tüketim mali, uzun süreli kullanip eskittigimiz mallar dayanikli tüketim malidir.

Tümden gelim : Genel yargilardan özel bir olayin ya da nesnenin bilgisinin çikartilmasidir.

Tümdengelim (Dedüksiyon) : Zihnin genel yargilardan özel sonuçlar çikarmasidir. Örnek : Bütün madenler isininca genlesir. “Demir madendir.” O halde, demir isininca genlesir. Tümdengelimin dogruluk degeri kesindir. Çünkü bütün dogru ise parça da dogru olmak zorundadir. “Bütün madenler isininca genlesir.” “Demir isininca genlesir.” Tümdengelim, mantik dogrusunun açik bir örnegidir.

Tümevarim : Gözlemlerden, tek tek olaylardan ya da nesnelerden yola çikarak genel yargilara ulasmaktir.

Tümevarim (Endüsksiyon) : Zihnin tek tek olgularla ilgili yargilardan hareket ederek genel sonuçlara ulasmasidir. Örnek : “Ali, Ayse, John, Brigitte insandir ve ölümlüdür.” O halde, bütün insanlar, ölümlüdür. Tümevarimin dogruluk degeri olasiliklidir. Yukaridaki örnekte sonuç dogru oldugu halde, “Ali, Ayse, John, Brigitte insandir ve sari saçlidir.” “ O halde, bütün insanlar sari saçlidir akil yürütmesinde sonuç yanlistir.”

Tür : Cinsin altinda siralanan seylerdir. Gerçeklikleri farkli olan seylere “bunlar nedir?”, diye soruldugunda alinan yanit türü gösterir. Cinsle karsilastirildiginda içlemi çok olan seyler türdür.

U

Unutma :
Önceden kazanilan bilgi ve becerilerin bellekteki izlerinin zamanla asinmasi ya da silinmesidir.

Uyarici (uyaran) : Organizmayi etkileyen nesne, fiziksel güç ya da olaylari anlatir.

Uyarim : Iç ve dis çevreden gelen, duyu organlari tarafindan alinabilecek siddette olan uyaricilarin organizmayi etkilemesidir.

Uzun Süreli Bellek : Uzun süreli bellege alinan bilgi uzun zaman araliginda hatirda tutulur, unutulmaz. Bu zaman araligi 30 saniyeden baslayarak organizmanin tüm yasami boyunca sürebilir. Cumhuriyet ne zaman kuruldu sorusuna, 29 Ekim 1923 dediginizde bu bilginiz uzun süreli bellekten gelmektedir.

Ü

Ülke : Devletin egemenlik hakkini kullandigi sinirlari belirli toprak parçasidir.

Üretim : Mal ve hizmetlerin fayda saglamak amaci ile biçiminin, yerinin ve adedinin degistirilmesine üretim denir. Örnegin, fayda saglamak amaci ile bugday tohumunu ekip büyüterek çok sayida bugday elde etmek, bugdayin biçimini degistirip un ve ekmek haline dönüstürmek, ekmegi firindan alip satmak amaci ile pazara (bakkala, markete) tasimak birer üretim faaliyetidir.

Üretim mali : Dogrudan tüketilmeyip bir baska tüketim malinin elde edilmesine yarayan mallardir. Baska mallari elde ederken kullanilan araç ve gereçler yani üretim araçlari dayanikli üretim mallari, baska mallari elde ederken kullanilan ham maddeler dayaniksiz üretim mallaridir.

Üst Esik : Duyu organlarinin bir uyariciyi duyumsamasinin kayboldugu en yüksek siddettir.

Ütopyalar : Hiçbir yerde var olmayan, ideal düzeni düsüncede tasarlayan devlet anlayislari ütopik devlet anlayislaridir.

V

Vahiy :
Tanri’nin buyruklarinin peygamberlere duyurulmasidir.

Vak'a incelemesi : Vak'a incelemeleri bir insanla ilgili ya da bazi olgularin belirli anlariyla ilgili yogun incelemelerdir. Örnegin, Televizyonda gösterilen siddet filmlerinin saldirgan davranislari özendirmesiyle ilgili bir vak'a incelemesinde, hava korsanligini konu alan bir filmin etkileri incelenmistir.

Varlik Fenomendir (Fenomenoloji) : Varligi görüngü (fenomen) olarak kabul eden görüs görüngübilim (fenomenoloji) dir. Fenomenolojinin kurucusu Edmund Husserl, fenomenlerin duyu verileri ile bilinemeyecegini fenomenlerin özünün öznede kavranabilecegini savunarak idealizme yakinlasan bir metafizik gelistirir.

Varlik Ideadir (Idealizm) : Varligin idea (düsünce) türünden oldugunu ve her türlü gerçekligin düsünceden kaynaklandigini savunan görüs idealizmdir.

Varolusçuluk (Egzistansiyalizm) : Varolusçuluk, insanin yasamini kendisinin kurmasi açisindan özgür oldugunu savunur. Kierkegaard, Heiddegger, Jaspers ve Sartre’a göre, insan, kendi varolusunu kendisi yaratir. Bir biçak, önce zihinde tasarlanir, sonra yapilir. Biçak için özgür seçim yoktur. Sadece insan, degerlerini kendisi yaratir ve özgür iradesi ile yolunu seçer. O halde, insanin “varlik” i, “öz” ünden önce gelir. Insan ahlaki olarak “varlik” i, “öz” ünden önce gelir. Insan ahlaki olarak “iyi” ve “kötü” nün ölçütünü topluma göre degil kendi öz iradesi ile belirlemelidir. Bu nedenle evrensel bir ahlak yasasindan söz edilemez.

Varolusçu Tedavi : Varolusçu terapide insanlar, toplum tarafindan kisiliksizlestirilmis, yasamlarinin anlamini yitirmis ve yabancilasmis olarak kabul edilirler. Varolusçu terapi, hastalarinin varolusun anlamini kesfetmelerine ve yasam, ölüm, özgür irade gibi büyük sorularla cesaretle yüzlesebilmelerine yardim etmeye çalisir. Varolusçu terapistler, insanlarin yasamlarinin geçmis yasantilarinca mutlak olarak belirlenmedigine ve insanlarin kendi kaderlerini belirleme sanslarinin olduguna inanirlar.

Varsayim (Hipotez) : Gözlem ve ön arastirma sonuçlarina dayanarak olusan yargiyi geçici bir iddia olarak ileri sürmektir.

Y

Yadsima (Inkar) : Bireyde asiri kaygiyi uyandiracak olan dis gerçekligin yok sayilmasina yadsima denir. Örnegin, ölümcül bir hastaliga yakalanmis bir çocugun anne ve babasi, tanidan ve beklenen sonuçtan tamamiyla haberdar olmalarina karsin, bir seylerin kötü gittigini kabul etmezler.

Yansitma : Kisinin, benligini tehdit eden yetersizliklerini, suçluluk duygularini baskalarina yüklemesine yansitma denir.

Yaratici Problem Çözme : Karsilasilan sorunlara alisilmisin disinda, orijinal çözüm yollarinin bulunmasina yaratici düsünme denir. Yaratici düsünmede akil yürütmeye ek olarak hayal kurma da (imgeleme) kullanilir.

Yargitay (Temyiz) : Bagimsiz mahkemelerin yargilamalarinin sonucunda aldiklari kararlarin yasalara uygunlugunu denetler.

Yasa : Bireylerin toplum içindeki eylem ve davranislarini düzenleyen yazili hukuk kurallaridir.

Yetersiz Uyarilma : Organizmanin alistigi düzeyin altinda uyarici ile karsi karsiya kalmasi sonucu fizyolojik ve psikolojik anlamda çevreye uyum gücünü yitirmesidir.

Yüce : Tanri’ya verilen en üstün sifattir.

Yüceltme : Cinsellik ve saldirganlik gibi ilkel nitelikteki egilim ve isteklerin dogal amaçlarindan çevrilerek, toplumca begenilen etkinliklere dönüstürülmesidir. Örnegin, birey saldirganlik egilimini boksör olarak doyurabilir.

Z

Zaman Algisi : Yasadigimiz zaman diliminin içinde bulundugumuz duruma göre, oldugundan daha uzun ya da kisa algilanmasidir.

Zeka : Bireyin, gerek sorunlari çözerken gerek çevreye uyum saglarken var olan tüm yetenek ve becerilerini kullanmasi ile ortaya çikan düzeydir. Örnegin, bir ögrenci bir matematik problemini çok kisa sürede çözerken bir baskasi çok uzun sürede çözebilir. Bir baskasi ise problemi çözemeyebilir.

Zihinsel Kurgu : Karsilasilan problemlere hep ayni davranis kaliplariyla, yöntemlerle çözüm aranmasi.

Zihinsel Tutum ve Kültürel Ortam : Kültürel ortamin yarattigi zihinsel tutum, nesne ya da olaylarin algilanmasini etkiler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumarsiv.biz
 
Felsefe Terimler Sozlugu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Felsefe Nedir... ?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ForumArsiviz :: Forumarşiv Kültür Ve Sanat :: Felsefe-
Buraya geçin: