* Canlı renklerdeki geleneksel giysileriyle Polonya halk oyunları sunan çocuklar.
Semaların yalnızca İslam kültüründen doğduğunu söylemek güçtür. Semalarda kullanılan birçok dans öğesinde daha önceki uygarlıkların etkisi olduğu düşünülmektedir. Önceki uygarlıkların dansları daha sonraki uygarlıklara aktarılmış, binlerce yıl öncesinin dans öğeleri birbirlerine karışarak ve iç içe geçerek bugünkü Anadolu danslarını yaratmıştır.
Balenin BaşlangıcıİS 300 ile 1300 arasında Avrupa'da dansın izi kayboldu. Kiliselerde yasaklandı. O dönemde alanlarda gösteriler yaparak dansı yaşatmaya çalışan bazı gezgin dansçı oyuncular dışında, dansın yeniden canlanmasını sağlayacak tiyatro benzeri topluluklar da yoktu.
Rönesans'la birlikte dans Eski Yunanistan ve Roma'nın öbür sanatları gibi yeniden yaşamın bir parçası olmaya başladı.Kiliseden kovulan dans İtalyan soylularının düzenledikleri görkemli balolarla saraylara girdi. Balo ("ballo") İtalyanca'da dans anlamındadır ve bale sözcüğü de bu sözcükten türemiştir. 1547'de İtalya'nın soylu ailelerinden Catherine de Medicis Fransa kraliçesi olunca, dansa karşı ilgi Fransız sarayına taşındı ve dans burada da coşkuyla karşılandı. 1661'de Kral XIV. Louis iyi dans etmenin kurallarını ve ölçütlerini belirleyen ilk Kraliyet Dans Akademisi'ni kurdu. Bu nedenle birçok bale terimi Fransızca'dır. Baleyle ilgili hemen her şey bu kurumda geliştirilmiştir.
Halk Oyunları ve Salon DanslarıGünümüzde danslar iki ana kaynaktan gelmektedir: Halk oyunları ve Avrupa saraylarında doğan salon dansları. Halk oyunu belirli bir yörenin insanları ile birlikte doğup gelişen bir dans türüdür. Gelenekselleşerek kuşaktan kuşağa geçer. Halk oyunu doğduğu bölgenin dışında da yaygınlaşır ve bütün ulus tarafından benimsenirse, buna ulusal dans denir. Macaristan'ın "Çardaş"ı ve İspanya'nın "Jota"sı buna örnektir. Ülkemizde de Silifke' nin "Keklik Oyunu", Artvin'in "Ataban", Elazığ'ın "Çayda Çıra"sı ulusal danslar arasında sayılabilir.
Bütün Avrupa ülkelerinde çok çeşitli halk oyunları vardır. Bazılan çift çift yapılan danslardır, ama çoğu topluluk dansıdır. Topluluk danslan dansçılara dans alanının her yerinde bulunabilme ve gruptaki tüm dansçılarla karşılaşabilme olanağını sağlar. Böylece de dansın ilişkileri geliştirme yönünü güçlendirir. Halk oyunlan köy kökenli oldukları için, açık yerlerde ya da çiftlik ambarlarında, toprak üzerinde oynanırdı. Bu nedenle oyunlarda hareketler sürekli değildir; oyun çevik adımlar, sert vuruşlar ve hızlı zıplamalarla sürer. Soylu sınıflann başlattıklan danslar tabanı cilalı salonlarda yapıldığı için genellikle kayar adımlarla dans edilir, halk oyunlarının tersine zıplamalara pek yer verilmez, yumuşak geçişlerle hareket edilirdi.
16. yüzyıl ile 17. yüzyılın başlarında Avrupa'da biri yavaş ve ağırbaşlı, öbürü ise hafif ve hızlı hareketleri olan iki dans türü gelişti.
17. yüzyılın en gözde dansı ise Fransa'da gelişen "
menuet" idi. Bu mini mini adımlarla ve abartılı reveranslarla süren ağır bir danstı.
19. yüzyılın en gözde dansı valsti. Önceleri Avusturya köylülerinin başlattığı vals, kısa zamanda Avrupa salonlarının vazgeçilmez dansı oldu. Vals bugün de en zarif dans türlerinden biridir. Gelişiminin en yüksek aşamasına ise 19. yüzyılda Viyana'da, Johann Strauss zamanında ulaştı. Salon dansçıları bugün de Strauss valslerinin melodi ve ritim-leriyle dans etmekten çok hoşlanırlar.
1911'de Güney Amerika'dan gelen Arjantin tangosu ve Brezilya
samba'sı ABD'deyi sardı ve tüm Avrupa'ya yayıldı.
Vals ve Kuzey Avrupa kökenli öbür dansla-nn ritimleri Siyah Amerikalılar'ın cazı ve Latin Amerika danslan ile karıştı. İnsanlar büyük dans orkestralarının müziği ile jitterbug yaptılar. Ardından rock and roll ve twist akımlan geldi. 20. yüzyılın sonlarında bunlar disko dansı ile birleşti. Jitterbug ve twist gibi, disko da enerjik ve serbest hareketlere dayanan bir dans biçimidir. Disko, müziği plak ya da banttan çalan küçük gece kulübü anlamındaki "diskotek" sözcüğünden gelir. Bu kulüplerin bazılarında ise gerçek orkestra müziği vardır.
Modern Dans1900'lerde klasik baleye karşı bir tepki oluştu; bu da ABD'de ve Avrupa'da doğal dans kuramlarının ortaya çıkmasına neden oldu. Günümüzün modern ya da çağdaş dansı bu düşüncelerin gelişmesi sonucu doğdu.
Modern dansın ABD'deki öncüsü
Isadora Duncan'dır. Duncan Eski Yunan'ın üstün nitelikli danslarından esinlendi. 1890'ların katı kurallı balesine baş kaldırdı. O günlerin bedeni sıkan bale giysilerini attı, hareketlerine özgürlük veren hafif ve dökümlü kumaşlardan giysilerle, yalınayak bir orman perisi gibi dans etti. Hareketleri özgür ve rahattı. Duyarlı bir müzik eşliğinde dans ederken, izleyicilere duygularını içtenlikle anlatmayı başarabiliyordu. Oysa bu dönemde balerinler gövde hareketlerini engelleyen, mekanik bacak ve kol hareketlerinden başkasına izin vermeyen sıkı korseler giyiyorlardı. Romantik öykülerden yola çıkan bale müziği de özel olarak yalnızca bale için bestelenmiş müzikle sınırlandırılmıştı. Buna karşı Isadora Duncan dansında
Beethoven,
Brahms ve
Haydn gibi müzik ustalarının daha derin içerikli senfonik müziklerini kullandı.
Modern dansın bir başka öncüsü olan Ruth St. Deniş doğunun dinsel danslarından esinlendi ve yeni dans konuları bulmak için Hindistan'a yöneldi. Merce Cunningham, Paul Belville Taylor ve Jose Arcadio Limon da modern dansın öncülerindendir.
Modern dans Avrupa'da, özellikle de Almanya'da etkili oldu. "Modern dansın babası" sayılan Macar asıllı Rudolf Laban yeni bir dans kuramı ve beden hareketlerini kâğıda geçirebilmek için özel bir işaret sistemi geliştirdi. Bu sistemle pek çok dansın gelecek kuşaklara kalması sağlanmış oldu.
Siyah dansçılar da modern dansa önemli katkılarda bulundular. 1940'tan beri Siyah dansçılar ABD'nin ünlü dansçı ve koreograftan arasında yerlerini aldılar. Alvin Ailey ve Donald McKayle çalışmalarında, kökenleri Afrika ve Batı Hint Adaları'nda bulunan dans öğelerini modern dans teknikleriyle birleştirdiler.
* Müzikal bir oyunda dansçılar incelik, dikkat ve yetenek gerektiren bir gösteri Modern dans 19. yüzyıl balesinden birçok yönden farklıdır. Modern dansta bedenin hareketleri akıcıdır. YerçeKimi kuralını kabul eden modern dansçı somut, yerle ilişkili hareketlerde bulunur. Buna karşın bale dansçısı yeri terk etmek, sanki havalanmak ister. Modern dansın işlediği temalar da 19. yüzyılın romantik, lirik ve peri masalı içerikli balesinden farklı; gerçekçi, ciddi, çoğu zaman da coşkulu ve duygusaldır. Modern dans balenin klasik beş pozisyonunu ve zıplama, dönüş, vuruş, kayış gibi hareketlerini daha da geliştirdi. Modern dansçılar beden hareketlerini sınırlamayan rahat giysiler kullanırlar. Klasik bale müziği yerine, senfonik yapıtlardan yararlanma cesaretini gösteren modern dansçı müziğe yaklaşımında gerçekten yaratıcıdır.
Günümüzde Dans20. yüzyılın ilk yarısında fazlaca bir önem taşımayan dans sanatı, günümüzde en gözde gösteri sanatları arasına girmiştir. Bunda televizyonun önemli bir rolü vardır. II. Dünya Savaşı'ndan önce radyo en önemli kitle iletişim aracıydı. Radyo kulağa yönelik olduğu için dans dışındaki gösteri sanatları için bir iletişim aracı olabiliyordu. Televizyon ise göze yönelik bir araç olarak dansa hemen yer verdi. Televizyonda dans önceleri en yalın biçimlerde, özellikle de günün gözde danslarına ağırlık vererek yer aldı. İlk olarak 1955'teki bir televizyon programında ünlü balerin
Dame Margot Fonteyn'in başrolde olduğu Uyuyan Güzel balesi gösterildi. Böylece bale sanatı bu yeni kitle iletişim aracına girdi.
Günümüzde televizyon kameraları dans ve dansçıların emrindedir. Birçok bale sinema ya da televizyon için özel olarak tasarlanır. Bunların stüdyo dışında filme çekilebilme olanağı koreograf ve yönetmene geniş bir çalışma alanı sağlamıştır. Kırmızı Pabuçlar, Kuğu Gölü, Fındıkkıran gibi baleler sinema ve televizyonun gözde örnekleridir.
Dansın gelişimiyle birlikte konuyla ilgili dergiler, kitaplar ve başka yayınlar da çoğaldı. New York Halk Kütüphanesi'nin 1947'de başlattığı Dans Koleksiyonunun dünyanın en büyük dans arşivi olduğu sanılmaktadır. New York'ta Lincoln Merkezi'ndeki Gösteri Sanatları Kütüphane ve Müzesi'nde bulunan koleksiyon çeşitli kitapların, fotoğrafların ve baskıların yanı sıra önemli dansların ve dansçıların 300 bin metre uzunluğundaki film kayıtlarını da içermektedir. Bundan başka, bale ve dans gösterilerinin yazı ve notları da bulunmaktadır.
Dansın 20. yüzyıldaki yerini belki de en iyi belirleyen, bu dönemdeki dans yıldızlarının inanılmaz ünüdür. 1950'lere kadar en ünlü dansçılar Fred Astaire ve Gene Kelly gibi film yıldızlarıydı. Bu dönemde bir efsane olan Anna Pavlova gibi yalnızca dansçı olarak ünlenmiş kişilere ender olarak rastlanmaktadır.
Bu ünlü yıldızlara ek olarak balenin unutulmayan adları arasında Vaslav Nijinski, Dame Margot Fonteyn, Rudolf Nureyev, Maya Plisetskaya sayılabilir.